Bazen çocukluğum aklıma gelir.
Koşarım bakkala.
Çikolata, şeker ne bulursam alırım.
Tıka basa yerim.
Top alır yorulana kadar oynarım.
Çünkü o zaman parasızlık vardı.
Bir kuşun çırpınışıyım gözlerinde,
Ne özgür kalayım, ne de tutsak.
Dokunsa ağlayacak bakışların bakışlarıma.
Ne öyle derin bak,
Ne de yalnız bırak.
Günah sevdiğim günah,
Seni sevmek büyük günah!
Kopardım bahçemde gülleri bir bir
Ayağımla ezdim tomurcuk yüzlerini,
Tenin gibi kokmak, yüzün gibi açmak istiyorlardı.
Bir yumak tele taktım umutlarımı
Çözdükçe hayallerime yaklaştım adım adım
Korkuyordum, ya takılırsa bir yerlere diye
Asıldıkça asıldım
Taki yumağımdaki tel bitene kadar.
Ve gözden kaybolunca uçurtmam
Bir yol taştan,
Bir yolcu etten kemikten
Nerden gelir nereye çıkar
Bilen var mı?
Musalla da taştan
YÜREK FATİHİ
(Öğretmenlerimize Acizane Mısralar, Lütfen Kabul Buyurun)
Gözler tebessümle buluşsa,
Kirpikler ağlıyor.
Sözler cümle cümle yağsa,
Harfler ağlıyor.
Kıyameti olan bir dünyanın
Kıymeti mi olur...
İnsana gülümse,
Güzel huylu ol.
Merhametli ve yardımsever.
Bir selamlama
Mal, mülk ve makamın aksi yönünde.
Gözler sadece yerle iştigal.
Başı eğikti belki ama,
Yürek fatihti ve onurluydu.
Elinde fener, sırtında olanca yükle,
Yoruldun koşmaktan, hele dur öğretmenim.
Sana birkaç sözüm var, otur da dinle.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!