Hikmet ASLAN
10 Ağustos 1970 yılında Şanlıurfa’da doğdu. Babasının isteği üzerine İmam Hatip okudu. Aynı zamanda Arapça medrese eğitimi aldı. Akademik kariyer için değil sadece mektepli olmak için ilahiyat fakültesi okudu.
Türkçeyi 10 yaşından sonra öğrendi, İngilizce, Arapça ve Kürtçe biliyor.
“ 30 yıldır yazıyorum, son birkaç yıldır yazdıklarımdan zevk almaya başladım “ diyor şiirleri için.
Şiirleri ilk defa Mayıs 1994 yılında Sahabe Aylık İlim Fikir dergisinde yayımlandı.
Singapur, Tayland, Yunanistan, Macaristan ve İspanya, Lübnan ve Kıbrız gibi ülkelerden bilim adamlarından aldığı Seminerlerle alanında kendini geliştirdi. Şubat 2004 yılından bu yana Sağlık ve Finans Danışmanlığı yapıyor.
Şiir üzerine düşünceleri:
Nasıl ki çıplak insan görünüm olarak nahoştur, normal sözde öyledir aslında. Şair sövse bile kulağa hoş gelir. yani şiir sözlerin giyinmiş halidir. Şiir sözün kıyafetidir, aksesuarıdır, sözün şekle bürünmüş halidir.
Her kes söyler, konuşur, kendisi için konuşur. Şair her kes için konuşur. Kimsenin itiraf edemediği aşkını, ihanetini, terk edilişini, sevgisini, nefretini, fikrini salt kendisi için söylemez. Şiiri her okuyan kendinden bir parça bulur. Bir şiiri her ne kadar şair yazmışsa da kendi malı değil toplumun malıdır. Toplumun malı olan şiirleri yazmış kişiler ancak şair olarak adlandırılabilirler. Şiirde bir parça vahiy bulunur, şiir ilhamdır, şair sadece araçtır, aracıdır, maşadır. Şair kısacası Şair’dir. Alameti farikası O hep aşıktır. Ya şiir aşk üstüne olmayınca tadı olmuyor…
Eserleri
Sinemdeki Yumak 14 Şubat 2012 GDK Yayınları
Kahve Koyusu 22 Temmuz 2014 Ebaseyf Yayınları
www.hikmetaslan.com
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Kahve Koyusu isimli şiir kitabımız çıktı. arzu edenler 0555 623 38 39 numaralı telefondan isteyebilirler. tamamen ücretsiz...