aydınlığımı terk eden kızıl gökyüzü
ömrümün yarısı, gece karanlığında
onu zikrediyorum gönlüm yandığında
hasretle bekler oldum gündüzü
ağlayamıyorum, ne kadar uğraşsam da
ey deniz, içim kadar coşkunsun
neşeli, heyecanlı, sırlarla dolu
bir gün olur vurur sahile incilerle mercan
gün gelir kabarırsın fırtınayla kopkoyu
ey çöl, ne kadar benziyorum sana
şöyle bakıyorum da, zaman benden ne çaldı
kaybettiklerimden anlamadım belki de
ellerimde tuttuğum ne çok şey vardı
şöyle bakıyorum da, kırka da az kaldı
az mı değerliydi, çoklar hep yarım kaldı
meğer kader bizi bu yola müptela kıldı
Baştan başlasam ölümüme
Sen buna yaşamak mı diyorsun
Yorgun bıraktın boynumu
Ağlayana acıyarak mı bakıyorsun
Sızlanarak geçirdim gecelerimi
Anladım, gitmek gerekiyormuş bazen
Kendinden dahi uzaklara gitmek
Yoksa anlamıyormuş insan
Nedir, yavaşça tükenerek bitmek
Biliyorum, artık geri dönmeyeceksin
Ben iyi bir insanım
Farklıyım herkesten
Gelmedi daha benim gibisi
Yoktur benim gibi seven
Yoktur ben gibi dostluk eden
biliyorum her şeyin sebebi benim
kendime yaptıklarımla kaybedenim
bana ait bile değil bu bedenim
sanki mezarlıkta yürüyen bi cesedim
dedim ki Hakk'a doğru adım at
Derdim var, ki nice dert
Öldürmez belki
Ama düşmanın namlusundan sert
Ah ile dağları parçalasam
Bir dostum anlamaz
Alem anlamaz
Bu şehir yalnızdı
Benim ruhum gibi çıplaktı
İçine sinmeyen olaylar çıktı
Namus açısından eskiye nazaran dımdızlaktı
Ölümünü çoktan kabullenmişti
hayat bu ya, seçmek zorundasın
doğdun, büyüdün, tek kaldın
kim dedi seni anlayacaklar diye
herkes taşıyor bu kör, nankör nefsi
yalnızsın, ömrünce bir başınasın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!