Küskün pencerelerden ayrılık esiyor mısra mısra
İçimde şahlanıyor tanımadığım korkular
Kapılar çok asabi kapanıyor
Ki
Hasret karanlıklarında duyuyorum çıt seslerini
Kovuyor düşlerimi vampir kılıklı eciniler
Nazlı yarin geçmediği,
Yollar darılır…
Darılır…
Sevdalanıp girmediği,
Kalpler kırılır …
Kırılır…
sevincim bozkır korusu
hevesim kursağımda kaldı
gümüşi palakları hüzne kardım
bozarık yavşan arasında solgun papatyalar
çelenkler ördüm içim buruk
Hele bakın, adam olmuş,
“Bey” demezsek mosmor olur.
Boş koltuk bulup oturmuş,
“Bey” demezsek mosmor olur.
Geçmişi okşamaz tavrı,
Ne ömür çağlayanında sel,
ne gecelerin düzlüğünde çimen
kıyıp yeşile eğreti sallarla
kürek çekip pişmanlığa açılmışız.
Gidenlerle yok olan güzellikler
Serim:
Kimi hara, kimi yara, kimi diyara dayanır
Kimi sağa, kimi çağa, kimi dağa dayanır
Düğüm:
Yağmur suyu, su toprağı,
Çiçek ile bezer elbet.
Ağaç dalı, dal yaprağı,
Çiçek ile bezer elbet.
Gelince bahar iklimi,
Yurduma kardeşlik huzur getiren
İstiklâlin adı; 'Kemal' merhaba.
Bizlere can verdin, yeniden doğduk,
Her şeyinle vatan vatan merhaba.
Batmaktan kurtardın sen bu gemiyi,
mümkün mü ömür de bir çağda durmak
bakınmak kafidir gerekmez sormak
gençlikte dereydik şimdiyse ırmak
zamanda çağlayıp sele dönüştük
dağları kaplayan orman gibiyken
Dudaklarımda sigara, masamdaki alkol
Gibisin uzandığımda süzülen efkâr.
Dağıtmadan rüyalarımı serenadın,
Bilirdim sendin, şarkılarla aşkı fısıldayan.
Öylece uzanırken yıldızlara geceler boyu,
Ne sözler biterdi, ne hisler…suskunluğun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!