Güçlü olanlar, güçsüz olanlara kendi El ilahlarına inanılmasını dayatıyordu. Güçlüler, güçsüzlerden; kendilerinin mülk sahibi olmasına meşruiyet veren El mana anlayışına, boyun eğmelerini isteyecekti.
Bu mantık, yeni tip iman akdi olan köleci ittifaktı. Bu köleci ittifak giderek gelenekleşti. Kendi yasasını ortaya koyan meşruiyet ve şeriatla (yol ile) o dini anlayışın ikamesi olacaktı. İsyanları bağrında taşıyan ikameydi. Artık süreç köleci isyana karşı köleci ittifaklı din savaşlarının ve köleci VAİZLERİN cirit attığı ortamdı
Köleci ittifaklı vaizler; isyanların kötü olduğundan demle, pekişmiş bir cennet ve cehennem anlatıları eşliğinde sabredenlere kurtuluş vaat ediyordular. Kurtuluş vaaz eden kurtuluştu dinler mülkün sahibi olan efendiye karşı insanları kulluğa (köleliğe-imana) davet ediyordular. El adamına itaat ve biat etmek; El 'e itaat etmek, El 'e biat etmek gibiydi.
Köleci zaman içinde akan süreç; El ‘ler savaşıydı. Kolektif ittifakların yıkılmasından sonra yerinde mülk sahibi olan bir efendi etrafında kurulan monarşiler boy gösterdi. Bu monarşiler El icazetli olan El mülküydüler. Gelişmeyen bir oluşum ölürdü.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta