Hikâyem, sana kadar

parke taşlı sokaklarım vardı
topuklarında ayakkabımın çakıl taşı gıcırtısı
varlığımdan bihaber aşklarımın tik-takları
ne kadar yaşadığımı hatırlamasam da
yeşil şortumda gizli çocukluğum
ilk sigaramı mahalle parkında içmişliğim
ve delikanlılığın kalp atışlarında demlenmek başkaydı
benim filmimin ilk ve hızlı kareleri idi çocukluk
zaman çöpçüleri bu güne dek hiç kaytarmadı
şairliğim ve dengesizliğim beraber başladı
yalanla hiç dostluğum olmadı
aferinsiz bir “geri adam” kayıtlarda adı
başkalarına kaptırılmış başarılarıyla mağrur
isyanla demlenmiş ruhlarda başkaldıran gurur
şiirden sarhoş bir vaktimde araladı perdelerini aşk
bana katlanmayı göze almış bir deli karşımda
ve dünden eksik aklım firari serseri başta
ilk defa adamlığım
ve gölgemde kayboldu yalnızlığım
cilveli bir bahar akşamında seslenişin
Allah akıl fikir versin deli kız sana
bendeki bende değil, bilesin

Bursa