İnsan dostlarına güvenmeli mi? Hakikaten cevabı bilinen sorular sormak benim görevimmiş gibi hissediyorum. Cevabını duyar gibiyim. Ama verdiğiniz cevabın sadece sizi bağladığının farkında mısınız? Ya da dostlarınızın sizi bağladığını. İlginçtir, öyle bir bağlıyorlar ki, siz bağlandığınızı bile hissetmiyorsunuz.
Birkaç gündür Antoloji sitesinde bu konu ile ilgili rahatsızlıklar duydum. Kendisini şahsen tanıdığım insanların, hatta güvendiğim insanların yanlış işler yaptığını gördüm. Üzüldüm. Hayal kırıklıklarının üzerimde çok izler bıraktığını biliyorum. Hatta ömrümde bir parçanın onlar tarafından yok edildiğine inanıyorum.
Şimdi dostlarımı sorgumla zamanı mı? Bunu düşündüm tüm gece… Hayır, insan dostlarını nasıl sorgular? Onların yanlışlarını örtmek bizim görevimiz değil mi? Onların yanlışlarını nasıl açığa çıkarırım. Onlara; sen nasıl bunu yaparsın, bak sen şunu da yapsın.. gibi bir sürü gereksiz cümleyi nasıl sarf ederim.
İşte bunlara istinaden, sizlerle bir hikaye paylaşmak istiyorum. Aslında hikaye demek için yaşatmış olmam gerekiyor… ya da yaşanabilir olması gerekiyor… Ama bunun olmamasını temenni ediyorum.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,