Hikaye son Şiiri - Samira Samiraninsiiri

Samira Samiraninsiiri
271

ŞİİR


12

TAKİPÇİ

Hikaye son

İki Kapı Arası — Tanışma

Aynı apartmanın farklı katlarında, iki kapı.
Birinin ardında fokurdayan çaydanliğa eşlik eden kedinin mırıltısı, fesleğen kokusu ve defterine kısa notlar yazan bir adam.
Diğerinin ardında alarmı susmuş bir sabah, yere düşmüş bir çanta, konuşmayı unutan bir kuş ve koltuğun kenarında ellerini sıkı sıkı tutan bir kadın.

O gün asansör bozuldu. Merdiven boşluğuna sarı bir kâğıt astılar: “Arızalı.”
Adam ekmek almak için aşağı inerken, Nokta kapı aralığından fırlayıp koridora karıştı; sessiz, hızlı, meraklı.
Kedi önce bir katta durdu, sonra bir alta indi; kokuyu takip etti, durdu karşı dairenin önünde.
Kapının altındaki ince boşluktan bir rüzgâr geçti; içeriden, uzun süredir kullanılmayan bir cümlenin tozu gibi bir koku.

Adam zile basmadı. Kapıya ağır, mahcup iki kez tırnağıyla vurdu.
Kapı aralandı.

Kadın, tutunduğu koltuğun kenarını bırakmış, kapıya kadar yürümüştü.
“Sanırım… kediniz,” dedi; sesi, içi boşalmış bir bardaktaki son damla gibi yuvarlandı.
Adam başını eğip gülümsedi: “Nokta.”
Kedi, sanki adı duyulunca görevini tamamlamış gibi kadının ayakkabılarının arasından süzüldü, adamın ayaklarına dolandı.

Kapı aralığından oda göründü: masada soğumuş bir çay, yerde yarı açık bir çanta, pencere önünde konuşmayı unutan bir kuşun kafesi.
Adam içeri bakmaya çalışmadı; yalnızca kokuyu duydu: yakılmış bir sabahın kokusu.
“Rahatsız ettik,” dedi.
Kadın “Hayır,” dedi; sonra kendisi de şaşırdığı bir sakinlikle ekledi: “İçeri gelir misiniz? Kuş… çok suskun.”

Adam eşiğe kadar bir adım attı, orada durdu.
“Ben tamirden anlarım,” dedi, “ama konuşmayı hatırlatmayı siz benden iyi bilirsiniz.”
Kadın aniden gülümsemenin nasıl bir şey olduğunu hatırladı; çok küçük, çok kırılgan bir kıpırtı dudak kenarında.
“Ben unuttum,” dedi.
“Ben not tutuyorum,” dedi adam ve defterini gösterdi, “unutanlar için küçük cümleler.”

Aynı Masada İki Bardak
Kuşun kafesini pencerenin yakınına aldılar. Perdeler aralandı, oda nefes aldı.
Nokta sandalyenin ayağına sürtündü, mutfakta bir şeyin yavaşça yerine oturduğu duyuldu sanki paslı bir menteşe içten içe esnedi.

“Ne zamandır susuyor?”
“Ne zamandır olduğumu hatırlamıyorum,” dedi kadın.
Adam defterine yazdı: “Ne zamandır =bir kapının iki yanında bekleyen zaman.”
Sonra, yaşlı komşunun sözünü hatırladı: “Su verince her şey hemen açmaz.”
Musluğu açtı; ince bir bardağa su doldurdu, fesleğen saksısı yoktu ama pencerenin kenarına bıraktı “Şimdilik su burada dursun, gözümüz alışsın,” dedi.

Parkta İki Yol

Birlikte dışarı çıktılar. Asansör hâlâ arızalıydı; merdivenler, bir iniş bir çıkış, iki insanın nefesini bir ritme soktu.
Sokağa vardıklarında şehrin sabahı yeni yeni açılıyordu; bir bakkal kepenk kaldırıyor, biri gazete bağlıyordu.
“Park?” dedi adam.
Kadın başını salladı.

Parkta, adam taşları saymadı; kadın adımlarını saymadı.
İkisi de bir süre hiçbir şeyi saymadı.
Bankın ucuna bir simidin yarısını bıraktılar; diğer yarısını paylaştılar.
Serçeler, mermeri küçük harflerle imzaladı.

“Ben,” dedi kadın, “bir kapının önünde kaldım.”
“Ben,” dedi adam, “bir pencerenin önünde beklemeyi öğrendim.”
“Kapı,” dedi kadın, “içeriden kilitli.”
“Pencere,” dedi adam, “içeriden açılıyor.”

Bir çocuk koşarak yanlarına geldi; elinde kırık bir oyuncak tren.
“Amca,” dedi, “bunu yürütür müsün?”
Adam diz çöktü, tornavida yoktu; parmaklarıyla küçük vidayı hizaladı, minik bir klik sesi.
Tren, bankın üstünde iki karışlık bir ray buldu; gitti geldi.
Kadın treni izledi; gözlerinde ilk kez, içeri girmen gerektiğinde açık duran küçük bir kapının ışıltısı.

Samira Samiraninsiiri
Kayıt Tarihi : 11.9.2025 23:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!