Usta su,
kaldır aradan
kurutulmuş canımı
ayır yongadan ve sızıdan! ..
Geçilebilir misin bir başına
öğret.. kendi tadına varılmadan
ki derelerin gerek, altlı üstlü ırmakların
sazlıkların gerek bana.. denizde berkitilmiş ruhun,
geceyi soluyan yaprakların kayırdığı.. düşün gerek bana
oysa tanrıyla da seni ansam gecende
eski bir düşüne rastlarım.. deniz varır terkimize
o ve ben ne çok uzak.. sense ne çok yakınırsın ikimize
bin gece ertesi bir geceden masallara yakılası koyaklardan
ne yana baksam anısı olursun bir kenti daha büyütmeye gelsem de! ..
Ve bir eski kente anı olsam da
ses verişimi yeşertirsin ağıtlarım içinden
insan sürüleri gösterirsin suretinde paralarıyla avlanan
-kendine bencil günahların saklanması buyrulmuşken sana-
kursaklarında başlatılan savaşlar ve açık kalp ameliyatlarıyla...
içten yanmalı geçmişlere çöreklenirler diye sökülürdü korkulardan! ..
Kurtlara yenik sayılırdık usta su
oyalanma taktiklerine sarnıç kıldılar bizi
kalbime dokunduğun yerden yırtıp atınca sesini
bunu bir, çocukları yazacaktı kâğıt toplayıcısı babaların
kartpostallar birikmiş ve iyi dilekler solmuştu posta kutularında
aklımın hastanelerinde batakhanelere dönüyor, sende yanıyordu evleri
en çok kendine bencil günahlar saklanasıydı; içten yanmalı geçmişe devinirlerdi
boyumuz yetmez, güz renginden uyanırız; derdin.. zamanı yutmak için vakit hâlâ dardı.
M.Mustafa USLU
Mustafa UsluKayıt Tarihi : 15.6.2009 10:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!