Alnıma Sidre’den düşen bir mühür basılı:
“Yıkımlar da bir yakarıştır” tabulası yazılı
Gorgias’ın sakalında küle dönen bir şehirdim,
İlya'nın kalbinden kaçırılmış kızıl bir harf — sürgün ve geçici.
Yesenin'in ipinde asılı bir şeyh rüyası,
kendi boynumdan içeri doğru düşen bir “dâllîn.”
Gözlerimde semaya çatılmış bir kerpiç:
ağlayan virân bir medrese.
Mishima’nın kanı sızar ceylan postu defterlere.
Bütün intiharlar gül gibidir:
önce açar, sonra kanar, dökülür kor zeminlere.
Ne dirilebildim ne ölebildim Ehrenburg misali
Kendi küllerini öpen bir nebî gibi susuyorum.
"Ben kimim?" diyen cevapsız melekler gibi
varlığa kıyılmış her marifet cümlesiyle çoğalıyorum.
Geceleri can çekişen bir fantoma gibi dinliyorum —
tenimin altından sızan elemleri ve yankıları.
Artık mezar kazıcısıdır fezalar görüyorum:
nebulalar kürek sallıyorlar uykularıma,
Bakın; halen sürüyor hayretfeşan kazıları
Kelimelerimi henüz kefenlemedim —
onlar hâlâ açık yaralar gibi lejandımın teninde.
Bir harfin düşüşüyle sarsılıyor içimdeki kâinat
— alef ile başlıyor her intihar, insansılar selinde
Bedenim arza tutunan bir dilek kuyusuydu;
içine attığım her taş beni biraz daha susturdu.
Ey damarlarımda yankılanan eski tanrılardan kalma zemheri!
ve ey sesimi sırtında taşıyıp vahşi ormanlara gömen gece!
çöz üzerimden bu giyotin matemini,
acımı soy, ruhumu çıplak bırak — antik bir heykel gibi
Şavk hevenklerine yönelen yüzüm:
film aralarında sigara içen bir çocuğun masumiyeti kadar renksiz
karanlıklarla sevişen bir Nosferatu yetmez bana,
bana kendimle dikilmiş bir Hidra gerek artık
Vâ esefâ!
Bak Nigâr Hanım fîgân ediyor: Efsûs!
Şeref Hanım tarih düşürüyor perdeye
şimdi tüller uçuştu görünüyor;
İnsan olmak zor,
insan kalmak ondan da zor
Sükût konuşuyor görüyorum:
Maeterlinck’in mavi kuşu arzda değil ötelerde
Ferşle boğuşan sancılar ferahfezâdır sinelerde
Gültekin Avcı
Kayıt Tarihi : 18.6.2025 15:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!