Güller şehri Isparta'da doğdu, büyüdü. Evleri köy garajının önünde olduğu için ilkokula başlayana kadar top oynayamadı, sokağa çıkamadı. Onun yerine atarisiyle hayatı tanımaya çalıştı. İlk şiirlerini ilk aşkına ithafen İngilizce defterinin arkasına yazdı. Sevgisine karşılık bulamadığında şiir yazma gibi kötü bir alışkanlığı böylece edindi. O günden beri zaman/zaman yazıyor. Daha bir şiir kitabını dolduracak sayıda şiir yazabilmiş değildir.
Yoruluyorum geçerken, korkulukları paslanmış merdivenlerden,
Demir korkuluklar değil yoran, paslanmış korkuların ta kendisi.
Ne renktir yazları gece?
Bir sevgili öperse,
Kırmızıdır, sarhoş eder…
Kardeşim giderse uzağa,
Mavidir, deniz kıskanır…
Sarılırsam hasretle dostuma,
Her şey eksik biraz ...
Çayın şekeri, yemeğin tuzu
Yüzümde nefesinin kokusu
Gözlerimde,
Bir sensizlik uykusu
Balkon sevmeyen bir milletin çocuklarıyız.
Daha ilk adımlarımızda
Hiç düşmeden yere tutup kaldırdılar elimizden
Her halde düşersek biz
Büyüklerin düşlerini yerden alıp
Ağzımıza götürürüz diye korktular
En az isimleri kadar
Birbirine benzer
Tıpkı aynı anadan doğma
İki kıskanç kardeş gibi
İzmir, Ege'nin dilberidir
Gözümü kapattığım her an
Beynim takılıp düşüyor o kıvırcık saçlarına
Seni seviyor muyum gerçekten
Yoksa tüm bu oluşlar
Bir başka aşka imrenmekten mi ibaret?
Güneş yakmıştı o akşam
Yirmi kişilik lacivert pakette
Tek başına kalmış ürkek sigaramı
Ceplerimde henüz ateşin keşfedilmediği
Zamanlar taşıyordum..
Bir kuş misali yaşamalı hayatı…
Sevdiceğin gözlerinden mavi gökyüzünde,
Özgürce uçarken de ölebilmeli.
Ki aşk en kusursuz olanıdır suçların
Çünkü yazmaz hükmü dünya üzerindeki
Hiçbir ceza kanununda
Kişi hem hakim hem fail olur mu?
Ne kaybettin
Kapılardan önce merdivenler vardı.
Hele o kapıdan önce tam on üç basamak…
Bir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!