Hicret Katırcı Şiirleri - Şair Hicret Ka ...

Hicret Katırcı

Yaşamla ölüm arasındaki o anı düşündüm,
Film şeridi gibi gözümün önünden geçti ömrüm,
Üç saniye kadardı, belki bunun toplam süresi,
Hayatı yeniden düşündüm, son kararım dedim artık,
Sen olmayınca gündüz hep karanlık.

Devamını Oku
Hicret Katırcı

Hep düşünüyorum da,
Senle ne günlerimiz geçmişti değil mi?
Hele o salkım söğütün altında oturuşumuz..
Sevda yemini edişimiz ne güzeldi değil mi?

Hani, o tek kürekli sandalımız vardı..

Devamını Oku
Hicret Katırcı

Seni düşünürken bu gecenin karanlık sessizliğinde
Ellerimi başıma koymuşum beklediğimin farkında olmadan
Limon kolonyası ile açmaya çalıştığım leziz uykumu
Mazimdeki senle, yanıbaşımda ki beni karşılaştırdım
Acılarımı dindirdi, çizdiğimiz tablodaki soluk resimler
Geçiverdi birden hayalimden son Çanakkale seferin

Devamını Oku
Hicret Katırcı

Elimde değil ki seni sevmemek
Mücadele ediyorum duygularımla
İyi ki varsın dünyalarımda
Ne kadar çok seviyorum bilsende
Ecelim olur bir asık surat çehrende

Devamını Oku
Hicret Katırcı

Devir döndü, yeni bir yön buldum
Kız ile oğlanı ayırt edemez oldum
Eflasyona ezildim biçare oldum
Neyleyim, kendim ettim kendim buldum

Sezer gitti devir artık Gül’ün

Devamını Oku
Hicret Katırcı

Sevgili sevgi selim
Sensiz kalmak çok elim
Her kim yazarsa yazsın
Asla dolmaz ki yerin

Sevgili Hicret Katırcı

Devamını Oku
Hicret Katırcı

Sırtından vurulmuş yatıyor şehidim
Sen ne yiğitsin ki ey şanlı Mehmedim
Analar, babalar, kardeşler koşuyor yanına
Mevlam buna şahit, bende şahidim.

Çanakkale geçilmez demişler

Devamını Oku
Hicret Katırcı

Düşmüşem derin ve kör kuyuya
Deli gönlüm daldı derin bir uykuya
Kuyuda uyurken daldım hülyaya
İnadına sevdim, ölümüne seveceğim

Al kibriti çak, gönlüme bir ışık bari

Devamını Oku
Hicret Katırcı

Öyle yada böyle hayat güzeldir
Bıkmadan usanmadan devam
Sinema sahnesi gibi her şey bir oyun
Öyle yada böyle bir gün son bulur

Gönlünü neşeli tut üzme canını

Devamını Oku
Hicret Katırcı

Bir akşam üstü sahil kenarında denize doğru gövdesini yaslamış ulu çınarın altında,
Tahta masanın üstünde, birbirine yabancı iki beyaz martı gibi,
Gözlerim gözlerinin içine ürkek ve korkak bakışlarla dalarak,
Yakamoz ışıltılarının, bir ayna gibi yüzümüze yansıyan parlaklığının
Gölgesinde saatlerce korkumu yenercesine senle oturmak isterdim.

Devamını Oku