Hicret Günleri Şiiri - Yusuf Yılmaz

Yusuf Yılmaz
58

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Hicret Günleri

Allah’a düşman olan zalimlerin zulmünden,
Cehaleti din sanan insanların elinden,
İçinde yaşadığın yurdundan ve yerinden
Ayrılığın adıdır Hicret adı verilen.

Oldukça zor ayrılık Allah yolunda Hicret,
Yurdunu her şeyini Allah yolunda terket,
Sevenlerinden uzak dayanılmaz bir hasret,
Kavurur yüreğini bu mübarek ibadet,

Gurbet çok acı bir ilaç içebiliyorsan iç,
Bırakmıyor insanda ne neşe ne de sevinç,
Onca yapılan şeyler bir anda oluyor hiç,

Zehir gibi bir hasret yakar bağrını yakar,
Çok sevdiğin kimseler sana uzaktan bakar,
Yüreğinden parçalar birer ikişer kopar,
Hayat bir başka olur insan yaşamdan bıkar.

Anılar paramparça yeniden hatırlanır,
Kimi zaman dudaklar bir şeyler mırıldanır,
Çoğu zaman onlar da bitmeden yarı kalır,
Öyle ki insan bazen kendisine darılır.

Yürekte hüzün dolu yüzünde kara bulut,
Beyninde gök gürülder yürekte kalmaz umut,
Her şey hayal gibidir hiçbir şey değil somut,
İşte o an insan der, bırak her şeyi unut.

Ateş olup yakıyor derinden yüreğini,
Parça parça söküyor yerinden ciğerini,
Kan ile dolduruyor umutsuz gözlerini,
Hüzünle kaldırıyor Rabb’ine ellerini.

Zorbalara kızarsın üzülür sıkılırsın,
Boğazın düğümlenir dişlerini sıkarsın,
Çevrende konuşacak birisini ararsın,
Gözlerin dalar gider kimseyi bulamazsın.

Bu öyle bir acı ki, şiirle anlatılmaz,
Birine anlatsan da seni anlayan olmaz,
Kâğıt alıp yazarsın kalem tutulur yazmaz,

Kimi zaman ağlarsın gözlerinden yaş akar,
Çevrende bulunanlar anlamsız gözle bakar,
Herkes başka alemde senin yüreğin yanar,
İşte o zaman insan yalnızlığını iyice anlar.

Ne arayan ne soran ne konuşan bulunur,
Hatıralar canlanır için bir hoş burkulur,
Hatıralar ard arda seni kalbinden vurur,
Yalnızlık girdabında geçmiş anlamsız olur.

Hüzünlü yüreğine dolar buruk duygular,
Söylemek istesen de diline bent vururlar,
Sustuğun zamanlarda beynine kurşun saplar,
Omuzunda ağır yük elin kolunu bağlar.

Bazen kısa bir sevinç ardından hüzün dolar,
Yüreğinde bir acı yüzün buruşur solar,
Ateş düşer içine yürek tutuşur yanar,
İşte o zaman insan gurbeti içten yaşar.

Bir şeyle ilgilenmez içine kapanırsın,
Bakışların boşlukta derinlere dalarsın,
Sevdiklerin üzülür diye kaygı duyarsın,
Sakin bir köşe bulup için için ağlarsın.

Bunu yaşamayanlar bilemezler halini,
Anlatmak istesen de anlamazlar dilini,
Bu öyle bir durum ki, çadırdatır belini,
Ayakları yürütmez kımıldatmaz elini.

Sözüm yok hiç kimseye sitemim kendimedir,
Herkesin yaptığı şey ancak kendisinedir,
İnsanlar bilmese de her şeyi bilen bilir,
O’dur rahmet sahibi ancak O sabır verir.

Ömrünün yaprakları düşerken birer birer,
Hayıflanıp durursun yürek derinden titrer,
Simsiyah saçlarına bembeyaz kıllar girer,
Ömür treni durmaz menzile doğru gider.

Seni ayakta tutan yüklendiğin davadır,
O dava ardındaki Allah’ın rızasıdır,
Allah’ın rızasına bütün canlar fedadır,
Bu güzel düşünceler yaşam için gıdadır.

Her karanlık gecenin elbet vardır sabahı,
Dünyada bulmaz insan aradığı refahı,
Mahzun olan yüreğin çınlar göklerde ahı,
Son durak ahirette bulur insan felahı.

Ramazan YILMAZ
Tarih: 18 Kasım 2012 Pazar (www.mucahede.com) 'dan alınmıştır.

Yusuf Yılmaz
Kayıt Tarihi : 5.2.2013 12:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yusuf Yılmaz