Her ne kadar sözlük anlamı “terk etmek, ayrılmak bir yerden bir yere göç etmek” demek de olsa ”HİCRET” denince akla İslam anlayışına göre Hazreti Peygamberimiz efendimiz aleyhisselâtu vesselâmın arkadaşlarıyla birlikte Miladi 622 yılında Mekke’den Medine’ye göç etmesi olayı gelir.
Mekkeli müşriklerin uygulamış oldukları büyük baskı ve zulümler karşısında kimi Müslümanlar daha fazla dayanamayıp yılgınlığa düşmüşler bu durum da efendimiz aleyhisselâtu vesselâmı ziyadesiyle üzmüştü.
Bu sorun karşısında nasıl davranması gerektiğiyle ilgili olarak sahabisiyle istişarelerde bulunan Hz. Peygamberimiz efendimiz Alınan karar gereği bazı Müslümanları ayrı zamanlarda iki kafile halinde Habeşistan’a (bugünkü Sudan’a) göndermiştir.
Müslümanların Habeşistan’a bu gidişleri ilk hicret olarak tarihe geçmiştir ama asıl büyük hicret Müslümanların ve Efendimiz aleyhisselâtu vesselâmın ikinci Akabe biatından sonra Medine’ye yapmış oldukları göçtür.
Akabe Mekke’nin iki kilometre kadar dışında bir beldedir. Efendimiz Aleyhisselâm bu bölgede iki yıl üst üste Medineli eşrafla buluşmuş Medineliler Hz. Peygamberimizi kendi şehirlerine davet etmişler efendimiz de bu daveti kabul ederek onlarla orada karşılıklı olarak sözleşmişlerdir.
İkinci Akabe biatından sonra da önce gitmek isteyen sahabiler peyder pey Medine’ye hicret etmişler en son olarak da Hz. Peygamber aleyhisselâtu vesselâm efendimiz yanında Hz. Ebubekir’le birlikte Medine’ye hicret etmiştir.
Kuran’da bu Müslümanlar “Muhacirler” (hicret edenler) olarak anılmışlardır. Allah Kuran’da “İman edenler, hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler ve onları barındıranlar ve onlara yardım edenler, işte onlar gerçek müminlerdir. İşte onlar için mağfiret ve tükenmeyen rızık vardır.” (Enfal-74) diye buyurarak Muhacirleri ve elbette aynı zamanda onlara yardım edenleri övmüştür.
Ve yine Allah Tövbe suresi 30. ayeti kerimesinde “İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda malları ve canlarıyla cihad edenler Allah katında derecesi en büyük olanlardır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” diye buyurarak hicreti ve hicret eden Müslümanları övmüştür.
Çünkü muhacirler imanları uğruna evlerini, barklarını, yerlerini, yurtlarını bırakıp, terk etmiş, Allah yolunda çeşitli eziyetlere ve zulümlere katlanmış onlara bu eziyetleri yapanlarla mallarını ve canlarını ortaya koyarak savaşıp mücadele etmişlerdir.
Hicret İslam tarihi içinde o kadar önemli bir olaydır ki bir örnek verilecek olunursa Hz. Peygamberimiz efendimizin nübüvveti ya da doğduğu yıl değil de Mekke’den Medine’ye yaptığı göç İslam Takvimi’nin başlangıcı olarak kabul görmüştür.
Günümüzde hicret (bir yerden bir başka yere göç etme) imkânları maddi şartlar yüzünden –Özellikle de ülkeden ülkeye- çok kısıtlıdır. Ama hicret salt bir yeri terk etmek anlamı da taşımaz, taşımamalıdır. Dilerse insan mecazi olarak da hicret etme imkânlarını araştırıp hayatına tatbik edebilir.
Meselâ günah işlemekten tövbeye yönelmek gibi… Ve yine meselâ kin gütmekten, Müslüman kardeşine kötü niyet beslemekten vazgeçerek olumlu davranışlara yönelmek gibi… Gıybet etmekten, iftira atmaktan, sakınmak gibi…
Kısaca genel olarak güzel dinimizin kötü dediğini kötü, iyi dediğini iyi bilerek davranışlarımızı buna göre düzenleyip Allah’ın rızasına kavuşmak için çaba göstermek gibi…
Evet, hicret, sadece maddi anlamda bir yerden bir yere göç etmek olarak anlaşılmamalıdır. Bir başka deyişle insanın, eğer isterse kendi içine doğru yapacağı yolculuğa da bu adı vermek pekâlâ mümkündür.
Bir şartla ki: İçine doğru yapacağı yolculuğa çıkmadan önce seçeceği kılavuza dikkat ve özen göstersin ve bu yolculuktan kendine göre dersler çıkarsın.
Kayıt Tarihi : 20.12.2009 13:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hicret sadece maddi anlamda bir yerden bir yere göç etmek olarak anlaşılmamalıdır aslında. Bir başka deyişle insanın, eğer isterse kendi içine doğru yapacağı yolculuğa da bu adı vermek pekâlâ mümkün. Bir şartla ki: İçine doğru yapacağı yolculuğa çıkmadan önce seçeceği kılavuza dikkat ve özen göstersin ve bu yolculuktan kendine göre dersler çıkarsın. Selâm ve sevgiyle…
amin gönüldostum..
tüm dostlarımın gönül kabesine hiçret etmesini
yürekten diliyorum..
ne güzel izah ettiniz..
rabbim muradını versin inş.
nefsini terketmek...
güzel bir yazıydı...teşekkür ederim.
TÜM YORUMLAR (6)