Yukardan aşağıdan cem olup, koşuşarak geldiler.
Dinlemeye koyuldular, önce tasdik sonra ret ettiler.
Kasıp kavuran kinle sataştı Rasûl’e, safa tepesinde.
Öylesine bir kul, yüzünü ekşitti vahiy gölgesinde.
Karanlığa çakılan inkarçılar kalkamazsın çöksün.
Öyle sevdalar vardır, biter baslar;
Buruk tatlar vardır, ağızda şurup giden;
Bir aşka vuran güneş kolayca batmıyor.
Yanıyor bin kollu şamdanı, tutuşuyor
Ufkunuzda camları göksel konağının
Ve bir yaz aksamı buhurdan gibi tüten
Devamını Oku
Buruk tatlar vardır, ağızda şurup giden;
Bir aşka vuran güneş kolayca batmıyor.
Yanıyor bin kollu şamdanı, tutuşuyor
Ufkunuzda camları göksel konağının
Ve bir yaz aksamı buhurdan gibi tüten