Kıyameti kuşandım gözümün nuru hûma,
Sevgilimi görürsen halimi yaman dersin.
Gönlüme güneş doğsa gece çöker ruhuma,
İşmarın göz ucuyla gecikme aman dersin!
Geçti evvelin hükmü ahirde zaman dersin,
Eğer dilin varmazsa gözümün nuru hûma
Zora düşen ikrarı sükût kavlinden ilet;
haberin var mı taş duvar
demir kapı, kör pencere,
yastığım, ranzam, zincirim
uğruna ölümlere gidip geldiğim,
zulamdaki mahzun resim,
haberin var mı?
Devamını Oku
demir kapı, kör pencere,
yastığım, ranzam, zincirim
uğruna ölümlere gidip geldiğim,
zulamdaki mahzun resim,
haberin var mı?
Değerli Üstadım,
Her eseriniz için mestane duygularımı belirttiğim gibi bunun için de başarılarınızın devamını diliyor, hayranlığımı bir kez daha ifade ediyor, saygı ve sevgilerimi takdim ediyorum.
Hasretin eksilmiyor resen hicran talazı,
Gök kubbenin koynuna külümü savur gitsin.
Kalbimdeki şüphenin dinmiyorken yalazı,
Alevin döngüsünde mükerrer kavur gitsin!
Keremin mirasına kim layıksa vur gitsin .....güzel şiire tşk..
Muhteşemdi, tebrikler, saygılar.
Yaklaşık bir saattir sayfanızdayım İrfan Bey... Şiiri çokça, hikayesini sonuna kadar okudum...
Çok önceleri bir sözüm olmuştu... 'Şiirilerinize yorum', beni aşıyor... Maalesef bu kadar yetkin biri değilim...
Okuduğum, öyküsüyle beraber 'bir eserdir...' Kurgusu 'özel', her bölümün son dizesinin son kısmı, yeni başlayan bölümün ilk dizesinin ilk kısmı oluyor... Haliyle, bir bütünlük, akıcılık sağlıyor...
8'li dizelerden oluşan bölümlerin kafiye örgüsü 'ABABABCC' şeklinde ve 7+7=14'lü hecenin müstesna bir örneği...
Ne diyebilirim ki daha fazla? Mükemmel bir eserle karşı karşıyayım... Tebrik ve takdirlerimi kabul buyrun, lütfen...
Çok güzel demek yetmez, en azından bunu ben biliyorum. Şiir de muazzam, Zernişan'ın hikayesi de. Bu sizin Edebiyattaki ustalığınız, yorum yazmak, kritize etmek aczine düşmek istemem. Zevkle okundum ve çok beğendim. Yüreğinizden ilham eksik olmasın, kaleminiz hep daha güzel eserlere imza atsın.Saygılarla.
Birol Hepgüler.
Bu, destansı ve yaşamdan bir enstantene olan eserinizi okumak, iç dünyamızdaki tüm hezeyanlarımıza rağmen oldukça sağlam bir yapıtın bize yansıyan yönleri....
Şiir ve şiirin hikayesi birlikte değerlendirilince ortaya çıkan eserin ne denli sağlam ve etkili olduğu daha da iyi anlaşılıyor...
Emeğinize ve yüreğinize sağlık sevgili dostum.
Keyifle, ibretle ve dikkatle algıladığım gerçeklerin varlığı beni oldukça etkiledi.
Sizi yürekten kutluyorum. Kaleminiz susmasın, yüreğiniz sağolsun... (Tam Puan + Ant.)
Sevgiyle, esen ve hep esinlerle kalınız...
Selam, saygı ve sevgilerimle...
Nafi ÇELİK
Can vermeye razıyım o haber senden gelse,
Yitik bulunduğunda aranmaz olur emek.
Hûma kuşu aşamaz ne biçim bir engelse,
Islak kanatlarına nazar da değdi demek!
Öyle bir sınav ki bu: Sabrı korla denemek!
Yağmur olur çöllere o haber senden gelse.
Hicran bulutlarını yağdırırken yakansın
Bir yanım kavrulurken yarısı suya kansın!
Sevgi yüklü şair yüreği yürekten alkışlarımla kutluyorum,yüreğinize,emeğinize sağlık.Saygı,sevgilerle.
Yüreğinize sağlık İrfan abim, bu nasıl şiirdir böyle, bu ne büyük bir emek, tam bir sanat eseri, harika, kutluyorum..
'Hicran mühürlü bilet, elveda aşk sarayı
Bahçeler tâlan yeri; gülistan suskun, viran!
Kader gönül kuşuma yasaklamış karayı,
R/esen hicran yeliyle zimmetlendi haziran!
Yakut tahtını süzüp seni düşlerken bir an
Alevden gözüm yandı elveda aşk sarayı!
Gönül kuşum köşkünden uçup gittiyse eğer,
Birkaç züyuf akçedir sana biçilen değer.'
Haz duyarak ve feyz alarak okuduğum güzel eserinizi ve şiirdeki ustalığınızı gönülden kutluyorum. Başarılarınız daim olsun.
Depremle beraberken sükût neye alâmet,
Gök kubbem sarsılırken çığlık yüklü besteden?
Tufanları dökünüp kuşandığım kıyamet
Zaten mührünü vurdu işmarlı bercesteden!
Sen ki; tül kanadıyla gökleri sermest eden
Gözümün nuru hûma sükût neye alâmet?
Ben ki; kendi ömrümle ladese tutuşandım,
Vuslatım Mahşer diye kıyameti kuşandım! ...
ŞİİR SÜPER...
Ferhat, Zernişandan habersiz geçen her günün ömründen bir yıl alıp götürdüğünü hissediyordu. Sırra kadem basan anne ve kızdan kimse hiçbir haber alamıyordu. Geçen her gün bir önceki günü aratır olmuştu. Telefonun her çalışında umutla ahizeye uzanan eli, artık umutsuzluğa vurulan bir mühürle telefonu kapatıyordu. Anne kız sanki kuş olup havaya uçmuşlardı. Kuşları düşündü bir müddet. Gök yüzünün mavi enginliğine kanat çırpan kuşlar. Aklına masal kuşları takıldı. Sevenleri sırtına bindirip Kafdağının ardında buluşturan zümrüdüanka, yoktu öyle bir kuş. Üzerine türküler yakılan hûma kuşunu düşündü. Hani şu yeryüzüne hiç inmeyen, yumurtası yere düşerken yarı yolda içinden yavrusu çıkıp tekrar yükseklere havalan hûma kuşu... Zernişanın durumunu ne kadar da güzel özetliyordu. Bir hûma kuşu bulup sevgilisini sormalıydı. Gözlerinin dolmakta olduğunu hissetti. Duyduğu derin yalnızlıkla elleri kaleme uzandı. Günlerdir tek nüshasına ilaç yazılamayan reçete koçanını önüne çekti. Telefona umutsuz bir bakış fırlatarak:
-Niçin sana değil de kaleme sarılmak kısmet oluyor Zernişan, niçin? dedi. Nerdesin şimdi? Seni sorabileceğim ne bir telli turna, ne de hûma kuşu var. Galiba seninle vuslatım bir hûma kuşunu görüp haber salmama kaldı!
ROMAN BESTSELLERS OLMAYA ADAY...
UMARIM KİTABINIZIN ÇIKMASI GECİKMEZ. SABIRSIZ BİRİYİM.
TEBRİKLER HOCAM.
Bu şiir ile ilgili 161 tane yorum bulunmakta