Sümbüller açtı yine etrafa beheşt geldi
Nev-bahar yere indi ser-rûyi Mehmet geldi
İlim irfan ne hacet lale belinde gezer
Turnalar seyirlerde denize himmet geldi
Belki tutuldu dilim nutkum telini sezer
Asûman-ı eyyamdım lebime suret geldi
Er kişi niyetine nâşım seline mivzer
Civar-ı der Stanbul dildar-ı rûyet geldi
Leyl-i hicrandır ömrüm ne vuslat var ne de zer
Hasretinin korundan garibe cinnet geldi
Ötekiler mâsiva ne üstaddır ne çizer
Ruhumun içindesin sineme cennet geldi
Zelil-i asr-ı ahirim ne arabım ne azer
Kelb-i rah-ı çeşminim burnuma amber geldi
Aşk-ı kohne içimde derin yarıklar izler
Bizar-û perişandım dilime lûgat geldi
Vakit hayli geç oldu gözler mezarı süzer
Bu zamansız aklara ah berf-î şita geldi
Canım kabına sığmaz nev-bahar çiçek düzer
Lakin gözlerim yorgun başıma neler geldi
Itıknamem elimde şol yüreğim gül ezer
Bu viran bedestene senden icazet geldi
Mehmedim kalk raksa dur ne Bakisin ne Hazer
Lalelerin içinden sebeb-i ömrün geldi
(05/05/2012 İstanbul)
Mehmet Şerif EkiciKayıt Tarihi : 9.5.2012 14:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)