Hiçlikten evvel, daha sözcük yok iken,
Bir düşün içinde gizli bir tohum idim.
Eşya yaratılmazken, her şey bir gölge iken,
Ben o ilk manada, benzersiz bir düğüm idim.
Zaman doğmamıştı, ne gece ne gündüz var idi,
Sessizliğin koynunda büyüyen bir sırr idim.
Âlemler uykudayken, Tanrı henüz "Ol!" demez iken,
Ben, kaderin kalbinde titreyen bir nokta idim.
Sonra ürperti geçti bu varlık denizinden,
Kudret eli dokundu, uyandı o sır aniden.
"Kün" emri döküldü, şekillendi alemler,
Ben de o nefeste can buldum bu hiçlikten.
Bir ad verdiler, bir suret giydirdiler,
Toprakla yoğurdular, ateşle pişirdiler.
Görünen göründü, görünmeyen içimde,
İlk düğümden bu yana sürdüm izi her yerde.
Şimdi iki âlem arasında salıncak,
Biri çeker yerlere, biri göklere iter.
Ne tam topraktayım, ne de tam semada,
Bu meçhulun içinde bir garip yolcu idim.
Bir yanda cisimdeyken, bir yanda isimdeyim,
Biri bağlar buraya, diğeri sonsuzluğa.
Bu salınış hikmetin sordukça aklım şaşar,
Anlarım ki bu denge, arafta kalmak imiş..
Ey Yâr! Bu sarkaç ne zaman duracak?
Bir yanım toprak olup ebed burda kalacak,
Bir yanım ilk düğümü bir sırra erdirecek.
Şimdi ise arafta bu ateşim yanacak.
Kayıt Tarihi : 24.5.2025 21:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!