Kuş gibi çırpınan bir kış gecesi daha …
Hicran yaşayan baharın
Kar tanelerini seyrettiği gecede
Kapıdan her an hazan gelecek gibi
Dolu dolu kar toplanır gökyüzünde …
Doğada saklı, beklenmeyen tesadüfler
Bir gün karlı dağın tepesindeki vakur kış güneşinde …
Diğer gün kara toprağın üstündeki yeşeren filizinde …
Belki hayat emaresi bulunur
Köhne yalnızlığımın soğuk nefesinde …
Güvenle kapanan gözlerimin
Yarı açık hallerinde
Daima gördüğüm hep aynı heyula …
Sustukça üzerime gelen
Üzerine gittikçe kaçmayı yeğleyen …
Derman olacak diye kına yakılır yüreğime
Gün geçtikçe derde salınırım …
Hıçkırıklara boğulur uzak ufuklarım …
İzleri silinirken öpülen çocukca sevinçlerin
Onulmaz hastalığın demindeyim
“ Feryada ses ver yorgun sessizliğim! ”
Düşünüyorum, üst üste yığılı kitaplar arasında olmak mı?
Yoksa şifresi bir kez çözülen, dolaplar arkasındaki özel bölmenin
Tozlu raflarında, eskimeden en değerli durmak mı?
Ömründe bir kez parmaklarını
Ruhunda gezdirmeye cesaret eden
Oysa doğduğu topraktan,kesildiği ağaca kadar
Yanındaymış gibi hissettiren
Gerektiğinde beraber zamanı öldürmeyi ahdeden
Vuslatı hiç tatmadan, içini okuyup,seni yazabilen yiğidin
Yegane eseri olarak tarih olmak …
Nasıl ve neden sorularına cevapsız kalmak
İki kişilik susmaktır; yalansız sevdalanmak …
Mucize Kelebek/2006
Neslihan ErginKayıt Tarihi : 8.11.2006 11:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

İki kişilik susmaktır; yalansız sevdalanmak …
güzel şiir mükemmel final
tbriklerimle
TÜM YORUMLAR (2)