Hıçkırıklara Boğulan Savaş Çocuğu

Ayakları çıplak, bakışı umut dolu, gülümsemesi sanki güneş
Savaşla terbiye edilmeye çalışılan açlıkla yüz yüze kalan
Feryat dolu gözyaşlarından nice acı nice ıstırap
Nice dert yaşanan ölümü kanıksamış
Katliamlara şahit olan
Tozdan, dumandan yüzü kirlemiş
Diyarbakırlı
Mardinli
Şırnaklı
Vanlı
Ey kanayan ülkemin benzi soluk köyü, mahallesi yakılmış
Kurşunların hedefindeki Kürdistanlı çocuk ölüme inat ölme lütfen

Bombalardan, roketlerden kaçarken şarapnele yakalanan
Gözyaşları fırtınalı günlerde dinmeyip sel olup coşan
Küçük bedeni devletçe üst üste vurulan
Sıcak gülüşünden başka
Günahı olmayan
Uçsuz –bucaksız topraklarda
Tüm düşleri hıçkırıklara boğulan
Kendi ülkesinde yabancı, zifiri karanlıkta kalan Kürdistanlı çocuk
Kor ateşlerde yanayım, eğer özgürlük gelecekse ürpermem ölümden

Bilinsin şu yüreğimde ki sönmeyen paramparça ateş eyvah dolu
Geleceğe koşan vurulan Kürdistanlı çocuk, bence artık yeter
Yemin olsun şu canım sana çok yandı
Tüm savaşlar utanç verici
İnsani olmaz
Mızrakların ucu kırılsın
Ateş kusan tayyareler
Ezip geçen tanklar
Yok osun
Zülüm bitsin
Çocuklar ölmesin
Tut ellerimi yüreğim sevince boğulsun
Dicle, Fırat nehirleri Kürdistan’da çağlayıp coşsun
Bu kış bu zemheri bu felaket ardı ardına ülkemizde yaz-bahara dönsün

22.10.201o
İstanbul