HIÇKIRIK 23.05.2007
Antalya dendiği zaman Lara plajıyla ünlü veya caddeleri turistlerle dolu bir şehrimiz hiçbir zaman aklıma gelmez. Oysaki Antalya şehrimizin bizde çok daha farklı bir etkisi ve hazin bir hikâyesi vardır.
1991 kışının Ocak ayında vatani görevimizi yapmak için Muş garnizonundayız. Ocak ve şubat ayları orada kışın en kesif ve en acımasız aylarıdır. Haftalarca kar yağışının ardından keskin bir ayaz başlar, geceleri hava sıcaklığı -50c geçer, ayaz dışarıdaki termometreleri patlatır. Kar kalınlığı bazı yerlerde 2-3 m’yi aşardı.
Dışarıda ki bu keskin soğuğa karşın içerde kızgın bir hareket başlamış; Irak savaşının en azgın günleri bizi kendi girdabına almış, hummalı bir çalışma içerisine girmiştik. Ha savaşa girdik ha gireceğiz. Bölüklerin bütün teçhizatı arabalara yüklendi, bütün bölükler tam mevcuda getirildi. Asker; silahı ve mermileriyle beraber elbiselerini çıkarmadan yatıp kalkıyor, her an alarm verilecek ve görev yerlerimize intikal edeceğiz diye tetikte bekliyoruz..
Elli kişilik olan bölük mevcudumuz, bir anda yüzün üzerine çıkmıştı. Tabiî ki yeni gelenlerin hiç birisini tanımıyordum. Bölük çavuşu olarak hepsiyle tek tek ilgilenip eksiklerini gediklerini tamamlamam lazımdı. Tamamladık ta.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Teşekkürler sayın ürer.
Kutlarım Sayın Okur..
Teşekkürler sayın ürer.
Oğlunun kırışık gömleğini burnuna götürdü. Derince içine çekti.Sessizce: ”Yavrumun kokusu” diyebildi.
Anlam yüklü ve güzel çalışma kutlarım.Saygı,sevgilerle.
kutlarım sayın Okur
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta