(Mina'ya ve İstanbul'a)
Eski bir şarkı çalıyordu şimdi Beyoğlu'nun arka sokaklarında.Kalyoncu Kulluk yas tutuyor.Ve ince bir yağmur yağıyor üzerime...
Felaketime içiyorum ellerimdeki kırmızı şarabın son damlalarını...
Parmaklarımla dokundum bileklerinden sızan kana.
Yüz defa öldüm...
Fesleğenler hepten sessiz.
Ağır tütünler sarıldı arka arkaya.
Ve yaşlı bir çingene başlarken çok eski bir ağıta o çok sevdiği denize uğurladım bedenini.
Mina gidiyordu işte dönmemecesine son kez...İstanbul bitiyordu işte...
Ben sokağın köşesinde ellerim titreyerek bir sigara daha ekledim sigarama.Gözlerimde yağmura ortak yaşlar...ağlıyorum.
İstanbul'a ince bir yağmur yağıyor saatlerdir.Şehir en onurlu fahişesine ağlıyor.
Ellerimde bir tutam saç ve sıkı sıkıya tuttuğum gümüş kakmalı bir sustalı.Mina son kez kaybediyor kendini bu şehirde.
Sokak, şehir ve ben ağlıyoruz.Yağmur yağıyor saatlerdir, durmadan yağmur.
Mina gidiyor, tüm kağıttan gemilerim yanıyor, İstanbul bitiyor...
Kayıt Tarihi : 10.6.2006 00:48:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Murat Kalaç](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/06/10/hickimsesiz-uc.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!