Yalnızlığın tadına vardığımda kalabalığı unuttum gönlümde yıkık viran şehirlerimde harap yapılar içinde yaşadım keyfimce. Gel gör ki hiçbir şey ve hiç kimse yoldaşım olmadı ömrümde. Kimi elimden tuttu bıraktı bir tokat sertliğinde
Kimi eteğimi savurdu fırtınalar içinde. Hiçbir şey ve hiç kimse derman olmadı derdime gereğince. Kısa anlar kısa ömürler gibidir genç ölümüdür yakar geçer duyulunca. Ölümü yaşıyorum içimde. Yaşarken ve hayattayken hiçbir şey ve hiç kimse
Kırmızı bir gül vermedi sakladılar son yolculuğumun hediyesi olarak dipsiz kuyularında beslediler gizli gizli su vererek büyüttüler verecekler zamanı geldiğinde. Son yolculuğum maviyi kapatacak tüm ihtişamıyla ortalık kan gölü gibi kırmızının en kırmızısı yasların en koyu siyahı karalar içinde derin sessizliğin en sağır günü ağlamayacak hiç bir şey ve hiç kimse. Alıştığım yalnızlığıma devamını sürdüreceğim yeni yerimde. Korkular var bilmediğim içimde adını koyamadığım, koyamazda hiç kimse. Ne yaşadım ömrümde ne bıraktım geriye bilemez ki hiç kimse. Boyumu uzattım yıldızlara değdirdim elimi gizlice görmedi hiç kimse. Estim fırtınalar koparttım gönlümde hissetmedi hiç kimse. Bağırdım avazım çıktığı kadar bağırdım sağırdı duymadı hiç kimse. Yüzme bilmediğim okyanuslardan kurtarmadı hiç kimse. Tek başına olmanın yalnızlığa ayak diremenin zanaatını öğrendim yalnız geldim bu dünyadan yalnız göçeceğim olmayacak yanımda
Hiçbir şey ve hiç kimse...
Esenlikle ve sevgiyle… Melekler öpsün yüreğinizden…
DİLA EMRAL AYDIN
İZMİR KARŞIYAKA
2006
Kayıt Tarihi : 29.3.2009 21:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
hep yanar siyah tül üzerinde kırmızı gül
yaşanan kimsesizlik yada özgürlük her ne ise
sessiz bir yolculuktur çıkılan, yalnız
güneşe doğru her seferinde
TÜM YORUMLAR (2)