(Ey rüzgâr taş kesilmiş bu kentten al götür verme beni)
Ve ey dünya
(Ey rüzgâr taş kesilmiş bu kentten al götür verme beni)
Ve ey dünya
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Hiç Yudum Bir İntizardır Hep Olarak Yaşamak... Şiiri - Yorumlar
11 Mayıs 2025 Pazar - 11:36:17
Ne çölde sızlayan bir mecnun doğurdum bu hepliğimden
Ne Kabe’de uçan bir kuş oldum mavi mavi umut yoluna
Ne saba rüzgarında savrulan bir selam kovaladım dar secde anımda
Ne Muhammed kokan bir hayat taşıdım son sabahıma
Ne Sümeyye olup bölündü bedenim şehadet ile bir defa
Ne Bilal olup yırttı şirkin perdesini taş kokan bu heybetim
Ne Osman olup ağladı kan üstünde sızlayan bu matemim
mukemmel bir anlatım fevkalede bir anlam bütünlüğü ufuklarda gezdirdin alemi islamı inkişafını tekrar dirilttin. sema ve gökleri insanın kalbine nakşettin .kutlarım .ilham kaynağı oldunuz bizlere ..derslik bir şiir yada anlatım diyebilirim. herşey içinde beş parmağınızda beş hüner varmış maşaallah subhanellah.tam not yıldızlı 10***
Hiç Yudum Bir İntizardır Hep Olarak Yaşamak...
(Ey rüzgâr taş kesilmiş bu kentten al götür verme beni)
Ve ey dünya
Sök lezzetini günaha banmış g(s) öz uçlarımdan Rezzak olan adına
Çöz içimde cerahat bağlamış a(l) danmışlığımı canıma acıma
Bakışlarımın düştüğü her zevk ü sefa bağışına
Kanayan dizlerimdeki mecalsiz bu gidiş adına
Düşüp düşmediğim uzaklığın özlemi ahdine
Güneşe değmeyen soğuk bir ölüm tadına
İçimde durmadan ka(y) nayan acıların t/ahtına
Açık gizli işlenen gürbüz günahlarım hakkına
Kalbimde çırpınan zerre bir iman hatrına
Varlığı Hak süzgecinde eleyen tövbe ol dudaklarıma
Firar et mahzeninde mahkum bu insanlığa merhamet
Şerefini öksüz bırakmış sineler adına bizleri azlet
Ah zehre bulanmış dermansız son yetim benim
Kuyuda inleyen bir Yusuf olmadı son karanlığım
Okyanus koynunda kırk tövbe getiren Yunus değildi darlığım
Bir Musa olmadı hicretim Sina’da Rabbe can bağışlayan
Bir Tevrat değmedi dilime Ahmedî aşk diye haykıran
İnleyen bir kütük değildi göz yaşım sevgiliye aşk ile ağlayan
Kabe’ye niyetli karınca olamadım sadakatle Rabbe yürüyen
Ebabil olup düşmedim coğrafyası isli Kabil soyuna
Süraka olup iz sürmedim çölde gezen Habiller ardına
Ah gömüldüm yüreksiz soysuzluğun kör meydanlarına
Ah göklere yücelen bir Mirac olmadım bu karanlığa
Ah inkârda bal yutan bu yurtsuz benim
Ne şefkatine bandım hayatın sonsuzluğa sevgi taşıyan
Ne öfke(m) den arındım kalbimde bir cinnet aklayan
Ne dostluğun baki kaldı yalan heyecanlarımda
Ne düşmanlığın adı var son hezeyan anımda
Ne kıyamet göründü hakikat aynasında kör lisanıma
Ne cennet doğdu gök kubbelerinden son seferim hatırına
Ne ağlayan bir çocuk oldum gül bahçesinde cıvıl cıvıl oynaşan
Ne gülen bir çocuk bildim Kudüs meydanında ölüm ile sevişen
Ne Nemrud olup yağdım cehennem otağına patlamış yanardağ gibi
Ne İbrahim olup savruldum dağlara canını sunmuş kanatsız kuş gibi
Ah ayet ayet yanan bu intizar benim
Ah külleri savrulmaz bu cani benim
Ne sırtımda yırtık bir libas olup eskidin
Ne sırmalı kaftan biçip üzerimi giydirdin
Ne aşka yürek çırpan bir köle oldu adım
Ne aşktan azad bir Anka’ydı meramım
Ne Kaf dağında Leyla olup dirildim ebede hiçliğimden
Ne çölde sızlayan bir mecnun doğurdum bu hepliğimden
Ne Kabe’de uçan bir kuş oldum mavi mavi umut yoluna
Ne saba rüzgarında savrulan bir selam kovaladım dar secde anımda
Ne Muhammed kokan bir hayat taşıdım son sabahıma
Ne Sümeyye olup bölündü bedenim şehadet ile bir defa
Ne Bilal olup yırttı şirkin perdesini taş kokan bu heybetim
Ne Osman olup ağladı kan üstünde sızlayan bu matemim
Ah gökleri yıkan bu nida benim
Ah yerleri delen bu inkâr benim
Ne Fırat olup inledim Hüseyin’e su diye ç/ağlayan
Ne zemzem olup fışkırdım Hacer’in telaşında deli gibi kaynayan
Ne şehadet oldum Kerbela’da Ehli Beyte kanayan
Ne Fatıma oldum ol mezarda yetimine ağlayan
Ne Hatice oldum sevdiğine çile ile aş/k sunan
Ne Aişe oldum ol Mescidde sevgiliye ağlayan
Ne Ali oldum bir şafak anı ölüme şerbet sunan
Ne Ömer oldum bir dua ile hak yoluna yürüyen
Ne Umeyr oldum servetini iman ile çiğneyen
Ne Gıffar oldum bir gece için bin parça cana bölünen
Ne s/özüne dokundum beni çağıran bir zerre hakikatin
Ne in/kârından yüz çevirdim bu yalan zehr/i dünyanın
Ah cennete vurgun azmış bu çile benim
Ah dünyadan sürgün garip bu rüya benim
Ne rüzgâr olup saçlarımda cennet çiçekleri okşadı hüzün tarağım
Ne güneş görüp yüzümde nehirler yıkadı cehennem ateşim
Ne sevdiğim geldi son vaktimde yalnızlığa yoldaşım
Ne sevenim kaldı benimle sonsuz var olan bir mezar taşım
Ah kendi içre ölen bu alem benim
Ah kendi içre dirilen bu figan benim
Ah hep olan bendim
Ah hiç olan kendim
Ah dünya seni ben sev(me) dim
Ah dünya beni sen sev(med) in
Ah sevmeyeydim
Ah sevmeyeydin
Ah ömrünü Hakka sunan bu fail benim
Ah bağışlanma dileyen bu katil benim...
Mehtap Hümeyragül Dallı
____(-, -)♥(-, -)
____/)__) (__ (İlkes sayfanıza geldim beğeni ve hayranlıkla okudum
tebrikler Arkadaşım maşşallah Allah razı olsun
kalemin daim ve kaim olsun
Güzeldi duygularınız dilinize yüreğinize sağlık tövbeleri kabul olanlardan olmanız dileğiyle kaleminiz daim olsun
Kuyuda inleyen bir Yusuf olmadı son karanlığım
Okyanus koynunda kırk tövbe getiren Yunus değildi darlığım
Bir Musa olmadı hicretim Sina’da Rabbe can bağışlayan
Bir Tevrat değmedi dilime Ahmedî aşk diye haykıran
İnleyen bir kütük değildi göz yaşım sevgiliye aşk ile ağlayan
Kabe’ye niyetli karınca olamadım sadakatle Rabbe yürüyen
Ebabil olup düşmedim coğrafyası isli Kabil soyuna
Süraka olup iz sürmedim çölde gezen Habiller ardına
Ah dünya seni ben sev(me) dim
Ah dünya beni sen sev(med) in
Ah sevmeyeydim
Ah sevmeyeydin
Ah ömrünü Hakka sunan bu fail benim
Ah bağışlanma dileyen bu katil benim...
..
harikasın dost...
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta