Hiç kimseye, hiç bir şeye değmedi.
Kimse şimdi bakmasın taş attığım kuyuya.
Sırtınızı dönün ve gidin, kırbacım yerde kalsın.
Korkmadan gidin üstelik, ben kusursuz aydınlanışıma aşığım.
Yerle bir olmadım, düşmedim.
Kan getirmedim, bıçak çekmedim bu sefer.
Şimdiye ait değil bu, kırgınlığım öncelerden...
İyice aydınlandım ben, karanlıkta aydınlandım.
Sabahlara kadar bacak aralarına abanırken onlar,
O oğlanlar, o kızlar, o sahte zındık papazlar,
Yanmayı seçtim ben, yanarak olmayı...
Ben yarımdan itibaren yok’um,
Bakmayın öyle tam durduğuma.
Aslında ben boynumdan itibaren hiç yok’um,
Bakmayın öyle göründüğüme.
Kesildim, iyice bir kırıldım,
Kırmızıya çalındım bir vakit.
Siyaha, o iğrenç griye boyandım.
Ve şimdi sarıdan geçmekte beyaz’a çalmaktayım…
Terkettim varımı yoğumu.
Körlerden geçip, sağırlara gittim,
Sağırlardan geçip körlere...
Baba olmadım, çocuk olmadım,
Genç olmadım, kardeş olmadım,
Abi olmadım,
oğul olmadım, yar olmadım.
Her yeni gün kör bir nedenle yok oldum.
Ben aslında hiç yok um.
Görüntüme bakmayın,
Tüm görüntüm yokluğum.
Bağıran çağıran yokluğum.
Bağırtan çağırtan yine yokluğum...
Kesildim, iyice bir kırıldım,
Kırmızıya çalındım bir vakit.
Siyaha, o iğrenç griye boyandım,
Boynuma kadar bulandım.
Ve şimdi sarı’dan geçmekte beyaza çalmaktayım.
Yok’um, henüz hala hiç yok’um.
Ama var olacağım,
Bir neden bulacağım,
Bir neden olacağım,
Bir İnan,
Olacağım...
İnan Tanju Büyükkaya
00:34 – 28.08.2013
Kayıt Tarihi : 23.2.2015 21:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!