Hiç uslu durmadı kalbim,
gençken deliydi,
yaşlandı yine aynı,
ben yoruldum, o yorulmadı,
zaten akıllı uslu dursa idi...
göğüs kafesime müebbet hapis olur muydu...
Bazen bir şeyler diyorsun,
bilerek mi diyorsun,
bilmeden mi diyorsun,
yoksa cahilliğinden mi yapıyorsun, bilmiyorum.
Yalnız bilmen gereken bazı şeyler var,
sen başka erkeklerle beni kıskandırmaya çalışırken
ben senin yerine geçmeye çalışan kadınları engelliyorum.
Bilmen gereken bir başka şey de,
sen bitti...
dediğinde değil...
ben bunu mu...
sevmişim dediğimde...
işte o zaman...
bitersin sen benim...
kalbimde...!!!
Ve belki de...
en büyük kavga,
ben sustuğum zamandır.
Gülüşlerim,
yüzyıllık bir yıkımın enkazını saklar.
Yorulduğun zaman...
ve dinlendiğin yer
kalbinin attığı yer değildir artık.
Bıraktığım boşluğu,
başkasıyla doldurmaya çalışırsan eğer...
bana ihanet, kendine eziyet edersin.
Unutma...
en büyük yara,
bir başkası değil, kendin açtığında kanar.
Ve şimdi...
ne sana çıkar bu yol, ne sensizliğe.
Sadece bize.
Adımlarım,
omuzlarımdan dökülen yükleri sayar.
Her bir adım,
bir zincirin daha kırılışıdır.
Ve o sessizlikte,
tekrar öğrendim seni duymayı.
Beni değil,
benden kalan o saf narayı.
Ve sonunda anladım...
En büyük aşk,
Başkasında kaybolmak değilmiş.
Kendi kalbinde yeniden doğmakmış.
Şimdi bir tebessümüm var,
Ne yalandan ne de senden.
Yüzümdeki o çizgi,
sadece ruhumun gölgesi.
Ve sessizlik söyler.
son sözü...
Kayıt Tarihi : 15.9.2025 12:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!