HİÇ BİRİMİZİN TANIMADIĞI BİRİNE
Korucular güz ormanlarında
Sabahla eş tutarlar cemrelerini.
İçlerinde ilk ışıkla sıcak yataklarında helallikleri,
Okula gönderdikleri minik bebeleri,
Herkesin bildiği namaz dualarıyla
Hiç kimsenin bilmediği şarkılarıyla,
Mektepsiz büyüttükleri gümrahça uslarıyla,
Seni beni bilmeden yol tutuyorlar...
Anadolu her sabah bu yüzden huzur gülüm.
Onlara 'aşk' ı sorar bir kentli...
Korucular köy yolunda,
Evlerinin kapısını kör gözle bulur gülüm...
Onlardan biridir Salih...Çökmüş avurtlarıyla...
Bir ekmeği evine sıcak getirsin diye,
Kaç çamura bastığını toplayıp çarpamaz elbet..
Belki dilinde cümle bu kadar süslü durmaz,
Ama ne vakit gülistan bir çay demlese,
Aya bakıp söyler ne denli çok sevdiğini,
Kaşlarına verdiği erkek cömertliğiyle...
Salih şehrin nüfusunu tutmadı gülüm...
Şehir sözünü tutmadı diye...
İkindiler bir çocuk tebessümü,
Akşamlarsa yol telaşı...
Hiç bilmedi herhangi bir gazetenin pazar ekinde,
Onlardan habersizce söz edildiğini.
Kitaplar onları yazdı en mahrem halleriyle...
Filmler çekildi...Salih görmedi...
Denizler çekildi...Salih bilmedi...
Dünya hep bir yanaydı, alem hep bir yana...
Gülistanı sevdi ya kirli gamzeleriyle...
Salih evine bir gece geç geldi gülüm...
Şehir yılbaşı panayırına vaktinde girdi diye...
'Paskalya' dedi ismet bir çocuk aklıyla.
'Yorto nedir babacım? '
Hadi bakalım Salih anlat bunu ona yalansız bir şarkıyla.
Takvimin de olsa belki bilirdin ama,
Senin vakti kuşatacak hiç bir şeyin yok.
Yanlızca bir babanın olağanca mahçupluğu,
Fakir bir yüreğin ezilmiş gururyla,
Anlattın belkide bildiğin masalları...
Ama senin masalında Kırmızı başlıklı kız türbanlı,
Kurt sakallı bir imamdı.
Büyüakanne imama namazda yakalandı..
Ah Salih! ! !
Senin masalında hiç mi uyku tadı yok...
Hiçmi esnemiyor hayat sırtında yorulmaktan.
Evet İsmet uyudu...
Uyudu ama,
Şehrin gökdelenlerinde içli bir düş kurmaktan...
Korucular güz ormanlarında
Sabahla eş tutarlar cemrelerini.
Salih cebinde yıpranmış bir misfakla,
Yeşil vadilerin gövdesine kurar seccadesini...
Yeni bir masal bulamayacak belki ölene kadar,
Belkide şarkısını hiç birimiz bilmeyeceğiz ama,
İsmet için sabırla,
Gülistan için sadakatle göğsüne kaldıracak
Baba yadigarı imamesini...
Kayıt Tarihi : 15.2.2008 21:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!