hiç sökmeyecek bir şafaksın sabahlarımda biliyorum.
ne yana çevirsem yüzümü gün sönüyor,
bir sönmeyen sensin içimde...
ve yüzüm;
nasıl yabancı gözünde,
bir el gibi ellerim sanki eline...
gözüm karadır aslında,
ama bir sende tutuluyor bu dilim.
...
dokununabilirim dünyanın her yerine,
ama bir sen çok uzaksın ellerime,
nereye uzatsam hep boşluğa değiyor...
insan özlediğini düşününce,
ayakları yerden kesiliyor,
bıraksam başım bulutlara değecek.
...
belki saçma gelecek, ama hiç bir zaman;
hiç bir zaman seni dilemedim,
o ağladığım sabah salâtlarımda,
istemedim yaradandan bir iltimas...
yorgunum, bıraktım her şeyi oluruna.
oluruna dediğime bakma,
herşey bırakılmış olmazlara, doğduğum günden bu yana...
...
hani giderken avazın çıktığı kadar susmustun ya,
nasıl ağır gelmişti son sessizliğin.
işte o kulaklarımı sağır eden suskunluğun...
ve üstelik nasıl gururluyduk biz,
sırat köprüsünde durur gibi dimdik.
sonra;
sonrası malum, ikimizde geçemedik,
sen bir yana, ben bir yana devrildik.
ne cennet ne de cehennemdeydik,
hiç bitmeyecek araflara girdik.
yoksa çok güzel sevebilirdik birbirimizi...
Kayıt Tarihi : 18.4.2021 21:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!