Hiç uçurtmam olmadı
Görmedim nasıl yapılır
Nasıl uçurulur yükseklere
Nasıl bakakalınır ardından
Hiç bisikletim olmadı
Diğer çocuklar gezerdi
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Arkadaşlarındaki oyuncaklardan olmayınca onun elinde çocuk kalbinde açtığı yaralar üzüntüler çok zor unutulur.Şiirdeki çocuk ne güzel anlatıyor özlemlerini,duygulanmamak elde değil, şairimiz negüzel ifade etmiş yaşananları. Başarılarınızındevamını diliyorum.
HALA UÇURTMASI YOK ÇOCUKLARIN,
EZİK YÜREKLERİ İLE GEÇİM DERDİNDELER
MİNİCİK ELLR ORAK TUTUYOR.GÜNEŞ BEDENLERİYLE BERABR YÜREKLERİNİDE YAKIYOR.AHHH ÇOCUKLARIM YAŞAYAMADIKLARI ÇOCUKLUKLARI VE YİNEDE UMUDA DAİR KOCAMAN HAYALLERİ İLE.YÜREĞİNİ ŞİRLERE NAKIŞ GİBİ İŞLEMİŞSİN YİNE.HEP DAHA İYİSİ GELECEK BİLİYORUM
Hiç Olmadı
Hiç uçurtmam olmadı
Görmedim nasıl yapılır
Nasıl uçurulur yükseklere
Nasıl bakakalınır ardından
Hiç bisikletim olmadı
Diğer çocuklar gezerdi
Yarışırlardı hangisi iyi diye
Kaldırım kenarında izlerken ben
teşekkürler,,anlamlı ve duygulu,,
Hiç umutsuz olmadım
Biliyordum yarınımı
Olmayanlarımın olacağını
Bisikletimin üstünde ben
Yanımda hasretlim babam
Elinde uçurtmam...
Yaşanılanlara ragmen umutsuz olmamak ne güzel güzel bir şiir okudum yüreğinize sağlık arkadaşım
tebrikler. güzel bir çalişma.....
Yarım elmam
Iskarpileme tokmağı sallarken
dolu dolu oluyorum.
Yongaları değil hıncımı çıkarıyorum sanki,
ahşab yüreğimden.
Bağrımı döğemiyorum,
millet ne der sonra diye,
sallıyorum yüreğime yüreğime tokmağı.
Hüzün yaşadım onüçüm’e kadar,
onsekizimde hasret.
Kırk ikimdeyim
aynı dert
tek hasretim kızım!
annen selecemi kılıyor
zoğımı sıyırıyor
aldın bu makineyi
aram açıldı diyor çocukla,
işi gücü o olmuştu,
gezip tozamadık doyasıya bir türlü.
Uçurtmalar olsa uçaklardan hızlı,
uçup gelsem sana.
Durmasını istediğim zaman
dinlemedi beni,
akıp gitti
büyütmek için seni.
uçurtmalar uçuramadık seninle
beni affet
görsem de anımsamadığım zamanlarda
uçup gitmiş babam
dönülmez ufuklara
yaşım üçmüş
uçurtmalar uçuramadım ben de babamla
insan gördüğünü yaşarmış
bebeğim.
Zamanın terkisinde ömrümüz,
akıp gidiyor çocuğum.
Çabucak büyüdün.
Uçurtmalar uçuramadık seninle
beni affet
Hüzün pişiriyor yüreğim,
Gittin gideli
Yediğim hüzün içtiğim hüzün.
Annen resimlerini buzdolabının kapağına astı.
Hazreti Meryem gülüşünle yüzün
meyvalar arasından tebessüm ediyorsun
Yarım elmam benim,
ağzımın tadı.
Melekler arkadaşın olsun
müjdeler al rabbinden
İsa'ların olsun
Meryem anam,
beyaz sayfam, ağaran yüzüm.
Canım Kızım!
Ahmet Gözübüyük
İçten dizelere tebrikler.
Her bölümü ayrı güzellikte olmuş.
Tam puan benden
Saygımla
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta