O ilk kelime ne olmalıydı
Bunca yıl sonrası ruhumda ki bu acının tarifi hangi duayla buluşmalıydı
...İçimdeki o yorgun Tanrı düşecekse eğer yere
Rüzgarlar yakacak bu gece tenimi sessiz (..)
Kaç kez gelebilmeyi denedin şehrime;
Ardı dönük sırtını izlerken ruhum /..
Verdiğin o sözden daha öte birşeydi bu dönmeyişin
kanlı bie bıçagın pas tutması gibi yıllar yıllar..
Küçük bir karpostalın ardına kazıdığın o adresti bu kelimeler
uzayan saatlerin son bulduğu o yaş gözlerden..
O gecenin sabahlarında
belki gelir diye diye beklerdim pencerede
belki gelir diye küçük çocuk sesleriyle yıkardım ruhumu
belki gelir diye rüzgarla seviştirirdim sen kokkan ellerini saçlarımda /..
Bu sana yazdığım sanırım kaçıncı mektubum
ve hep sonu hep aşk kötü bir şaka diye biten o iç ağrılar
o bir başka kırılan dal parçası gövdemden
anla işte bir başka yalnızlık /..
Şimdi içindeki Tanrıya kusuyorum ruhumu
kusuyorum apansızca gidişindeki o masum yalanın en dibine ana avrat
bir veda gibi baktığın o son bakışındaki paramparça meleği kanatıyorum şahdamırımda
ve gökyüzüne açtığım ellerimi duasızlığına kapatıyorum bu gece son kez /..
Biliyorum karanlıktan aydınlığa çıkmayı
Biliyorum bu ihanetin ardındaki o masum çocuğumuzun hiç doğmayacağını
Biliyorum ardı ardına patlayan hiçliğinin anlamsız siyahını
Şimdi yapayalnız yalnızlığımı sevdalı bir buluta adayıp yanına gönderiyorum bu hiç okumayacağın son mektupla (...)
13 Ağustos 2011
Gökhan Barış PekşenKayıt Tarihi : 23.11.2014 03:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!