Hiç kimse
Hiç kimseyi
Böyle yürekten sevmedi...
Hiç kimse korumadı yüreğinde hiç kimseyi
Bu kadar uzun süre
Hiç kimse acısını sevmedi benim kadar
Hiç kimse yalnızlığı...
Tükenmişliğin, yıkılmışlığın, ezilmişliğin sancısını benim kadar yaşamadı hiç kimse. Hiç kimse böyle karşılıksız, böyle içten, böyle pazarlıksız yüreğini satmadı. Hiç kimsenin yüreği kurşunlar yağdıran bir yüreğe benim yüreğim kadar dayanmadı. Hiç kimse hiç kimseye bu kadar uzak, hiç kimse hiç kimseye bu kadar yakın olmadı.
Hiç kimsenin elleri benim ellerim kadar boşluğa uzanmadı. Hiç kimsenin ellerinde sevgi çoğalmadı benim ellerim kadar. Benim ellerim kadar sevgisiz umutsuz, yarınsız elleri olmadı hiç kimsenin.
Hiç kimsenin dudaklarından dökülen sevda sözleri benim dudaklarımdan dökülen Kadar olmadı. Benim dudaklarım kadar suskun, benim dudaklarım kadar konuşkan dudakları olmadı hiç kimsenin. Sevgili kelimesi hiç kimsenin dudaklarını yakmadı benim dudaklarımı yaktığı kadar.
Hiç kimsenin acısı benim acılarım kadar kendi kendine çoğalmadı. Benim acılarım kadar doğurgan, benim acılarım kadar biteviye, acılarım kadar sürekli, mutluluk veren acıları olmadı hiç kimsenin...
Hiç kimsenin sözleri benim sözlerim kadar masum, hiç kimsenin sözleri benim ki kadar içten, benim ki kadar anlamsız ve dayanıksız olmadı. Benim sözlerim kadar uzak iklimlere, uzak yıldızlara, uzak güneşlere, dağ başlarına savrulan sözleri olmadı hiç kimsenin... Benim sözlerim kadar başıboş, beni sözlerim kadar karmaşık, benim sözlerim kadar sade, benim sözlerim kadar savrulduğu yere ulaşmadan geri dönen sözleri olmadı hiç kimsenin..
Hiç kimsenin saçları benim saçlarım kadar sevmedi yağmuru Benim saçlarım kadar güzel, benim saçlarım kadar dağınık, kırılgan, hüzünlü saçları olmadı hiç kimsenin... Sevgiye aşka umuda susamadı hiç kimsenin saçları benim saçlarım kadar. Benim saçlarım kadar sevgilinin parmakları arasında intihar eden saçları olmadı hiç kimsenin...
Hiç kimsenin yüreği uzaklara savrulmadı benim yüreğim kadar. Benim yüreğim kadar parçalanmış hançerlenmiş yaralanmış kanamış ıssız bırakılmış yüreği olmadı hiç kimsenin... Hiç kimsenin yüreği benim yüreğim kadar asi, benim yüreğim kadar yıkık, benim yüreğim kadar dayanıklı olmadı..
Hiç kimsenin yalnızlığı kendini bu kadar sevdirmedi. Hiç kimsenin yalnızlığında zaman bu kadar kısa bu kadar acımasız, bu kadar sevimli olmadı. Hiçbir yalnızlık kendi başına bu kadar uzun sürmedi. Böylesine yalnızlığı olmadı hiç kimsenin. Hiç kimsenin yalnızlığı bu kadar yapayalnız kalmadı.
II.
Sevgilim… Dokun bana ve beni anla. İnandığın bütün şeyler aşkına, yaşadığın sevgiler, gördüğün düşler aşkına... Yazdığın mısralar, okuduğun kitaplar aşkına... Batan güneşler, masum geceler aşkına... Yaşadığın aşklar aşkına. Serin rüzgârlar, soğuk sular aşkına... Yaşanmaya değer bütün güzel şeyler aşkına... Çiçekler, ekinler, buğdaylar, börtü böcek aşkına... Yalnızlığımda büyüttüğüm acılar, seninle çoğalttığım umutlar aşkına... Güneyli bir kız çocuğunun gözlerinden dökülen yaşlar aşkına... Sevdiğin, inandığın, güvendiğin insanlar aşkına... Yeryüzünde pazarlıksız yaşamış bütün sevgililer aşkına... Leyla ile Mecnun Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Mem ile Zin aşkına...
Sevgilim Allah aşkına! ..
Dokun bana ve beni anla...
Kayıt Tarihi : 11.4.2008 15:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)