Hiç giyinmedim ki; korkayım!
Gün yaşamda yaşanan saatlerden ibaret,
Saatler hızlı akan dakikalardan,
Dakikalar unutulmazları saklayan saniyelerden,
Saniyeler anlam katan ana…
An demişken;
Neler sığdırabildik bu süreçte,
Kaç hüzün gemilerimiz battı,
Hala nice mutluluk karelerimizi barındırıyor içinde,
Kazanmışlıklarımız ve kaybettiklerimizi aldı…
Doğum geri dönülemeyen bir yol,
Kişilik tamiratlarımız ancak gelecekte mümkün,
An itibari ile öğrenmek ve uygulamaktır gaye,
Biriktirdiklerimizi kullanmaksa; kalmış başka baharlara…
Hafif yarı uykulu,
Hafif tenden de böğürtlenli kırmızı şarabın tadına takılmışım,
Enlerde arıyorum huzur denen sessizliği,
Güneş hafiften vuruyor sağ yanıma,
Sol yanım isyanda; bende isterim der gibi…
Bir düşüncedir beni alıp götüren,
Hani yıllardır sorup cevap alamadığım…
Kişiliklerimizi giymişiz kat kat,
En Kıymetlilerimiz olmuş örttüklerimiz,
Gösterip paylaşmadıklarımız değer eder olmuş,
Ya açıkta kalanlar…
Şimdi serap soruyorlar; Kimler mi?
Buğulu ama bir o kadar net gören gözlerimiz,
Her türlü kokuyu içine sindiren burnumuz,
Titreşimleri otomatik kaydeden kulağımız,
Yediklerimiz ve tadına doymamız ağzımız,
Birde ellerimiz var beynimize koşulsuz eşlik eden…
Farklı gayeler için varlardı oysa
Siz belki gün gelecek onları da örtersiniz,
Yetinmeyecek 6.cı duyunuza da kılıf bulacaksınız;
Korkarım gün gelecek;
Yitireceksiniz korkularınızı,
Daha fazla kat kat giyineceksiniz,
Daha fazla zırha ihtiyaç duyacaksınız,
Kaçacak yeriniz yok gün gelecek can vereceksiniz…
Mehmet Aydemir 09.01.2015 saat14:27
Mehmet AydemirKayıt Tarihi : 9.1.2015 14:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
korkmayın dostlar, siz dokunduğunuzda da çıplak tınız; ölürken de.... Doğru teşhis hastalıksa; elinizi vicdanınıza koyup sorun ey aile büyükleri; Bir toplum gösterin bana 16 yaşına gelmiş ve bir kız ile flört ettiğinde 17 yaşındaki oğluna aslanım diyen. Bir toplum gösterin kız çocuğuna dizini bük ve okuma evde kal diyen… Yasaklarla duygu ve sevgiyi her şeyi Namus kavramına sıkıştırmış. Gizlilik maskesine sığınarak yaşanmışlıkları bir ömre sığdırmış. Bazen cinayetlere sebep olmuş… Bazense intiharlara kötü birer örnek… Bazen de namus davası… Şimdi soruyorum size; … Hanginiz anne ve baba olarak çocuklarınıza doğruları yani erdem olanı öğrettiniz… Çocuklarınıza ilişkinin iki kişi arasında önce dürüstlük sonra sahip çıkma ve değer vermek olduğunu öğrettiniz… Önce bir sorun kendinize; siz eşlerinize ne kadar değer verdiniz… Kadın dövmeği bir erkeklik zanneden; Kadını aldatmayı beceri sayan; Kadını susturmakla dünyayı kurtaran; Siz ey kadınlar yalanlara sığınarak ardına sakladıklarınız; Büyü ve fallarla geçirdiğiniz avunmalar; Erkek veya kız çocukları da siz yetiştirmediniz mi? Kısacası suç varsa hepimiz de; önce insan olmanın erdemini öğrenelim… Kapanmak örtmek asla çözüm değil aksine teşviktir… İnsanlar gizli ve yasaklara karşı hep bir öncelik duymuşlardır… Şapkanızı önünüze koyun ve düşünün …..bu gidişle galiba daha nice Özgecan’lar olacak … Hiçbir şey için geç değildir… ama önce düşünmeyi doğruları konuşmayı bilmemiz lazım…
yüreğinizin güzelliğinden
dökülen dizeler ile
harika bir şiir okudum
etkilenmemek elde değil.
kutluyorum şiir tadında kalın
TÜM YORUMLAR (5)