hiç gitmediğim bir yerde, sevinçle ötesinde
her türlü yaşantının, kendi sessizliği var gözlerinin:
en ince kımıltısında birşey var içime gömen beni,
birşey dokunamayacağım kadar bana yakın
kolayca açar beni en ürkek bir bakışın
parmaklar gibi kapamış olsam bile kendimi,
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
sevemedim kara gözlüm
sevemedim:)
Şiirde çeviri büyük bir özen ister ve malesef,bazı şiirler ise,kendi orijinal dilinden başka bir dile çevirildiğinde tüm özelliklerini yitirirler.
Günün şiirinin orijinalini okumadım ama o bunlardan birine iyi bir örnek sanırım..
Çeviri yapılırken ses uyumu ve şiirsellik uçmuş gitmiş bir yerlere,belki de,orijinalinde de hiç yoktu bilemeyeceğim.
Tüm okurlara sevgi ve saygılar.
Fikret Şahin
kimsenin yok,yağmurun bile ,böyle küçük elleri
SEVGİLİM
sevgilim
kralı karanlık olan
bir ülkedir senin saçların
alnın çiçeklerin bir havalanışı
başın dipdiri bir ormandır senin
uyuyan kuşlarla dolu
oğul oğul ak arıdır memelerin
dalı üstünde gövdenin
gövden nisandır benim için
koltukaltlarında ilkbaharın gelişi
kralların arabasına koşulmuş
ak atlardır kalçaların
ve has bir ozanın mızrap vuruşlarıdır
aralarında her zaman tatlı bir ezgi
sevgilim
başın kutusudur
aklın olan o serin mücevherin
başındaki saç yenilgi bilmeyen
bir yiğittir
omuzlarındaki saçlar
zafer davullarıyla yürüyen bir ordu
düşlerin ağaçlarıdır bacakların
meyvesi unutkanlığın özü
kızıllar giyinmiş satraplardır dudakların
öpüşü kralları birleştiren
bileklerin
kutsaldır
kanının anahtarlarının bekçileri
gümüş vazolardaki çiçeklerdir ayak
bileklerinin üstü
güzelliğinde flütlerin ikilemi
gözlerin aldatışı çanların
günlük kokuları arasından sezilen
Edward Estlin CUMMINGS
frost'un dediği gibi:şiir başka dile çevrilemeyen şeydir'i nasılda gözümüze sokuyor bu şiirdeki anlam erezyonu...ingilizcesinin çok daha zengin anlamlar barındırdığını duyduğum bir şiir...gönüllü çekilen acıların şairi...
Hiç Gitmediğim Bir Yerde
Hiç gitmediğim bir yerde, sevinçle
ötesinde gözlerinin
her türlü yaşantının kendi sessizliği var
en ince kımıltında birşey var içime
gömen beni;
birşey dokunacağım kadar bana yakın
kolayca açar beni en ürkek bakışın.
Parmaklar gibi kapamış olsam bile
kendimi
Sen hep yaprak yaprak açarsın beni
Bahar'ın
(dokunup usulca, gizlice) açışı gibi ilk
gülünü
Ya da beni kapamaksa istediğin; ben,
hayatım kapanırız güzelce birden
karın her yere özenle inişini
düşleyen yüreğince şu çiçeğin
duyduğumuz hiçbirşey bu ülkede;
erişilmez gücüne sonsuz inceliğinin,
renkleriyle yapısının beni bağlayan,
öldüren, hiç durmadan her nefeste
(Bilmiyorum nedir bu sende olan, bu
kapayan
ve açan; yalnızca anlıyor içimde birşey
gözlerinin sesini güllerden derin olan)
Kimsenin yok, yağmurun bile böyle
küçük elleri...
Çeviriye rağmen etkileyici sözler...
orjinali cok sevdigim bir siir. burada yayinlandigi kadarindan cok kotu bir tercume oldugunu dusunuyorum. siir tercume etmek zor bir is ve ben daha iyisini yapabilir miyim bilmiyorum ama... gercekten orjinali cok guzel soylenmis cok ozel seyler anlatan bir siir.
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta