Şimdi görmeni isterdim beni,
Nasılda kırık dökük kaldı ellerim,
Bir sigarayı bile zor tutuyor parmaklarım
Son gördüğün gibi değilim!
Artık gülmüyorum örneğin,
Öfkeden deliye de dönmüyorum,
Uyuşmuş bütün melekelerim, ‘kıpırtı’sızım
Nasıl olacaktım ki zaten?
Önce her şeyim oldun, sonra her şeyimi aldın benden
Yelkovan ve akrep seni gösterirdi tüm gün,
Hala öyle ya, artık saniyeler bile sensiz geçmiyor.
Anlamıyorum,
Nasılda kolay gidebildin her şeye rağmen?
Ben her satırına seni yazarken hayallerimin,
Sen sayfaları yırtıp attın...
Zoruma gitmiyor, kızmıyorum da sana,
Sahi, neden hala toz konduramıyorum kirpiklerine
Neden yörüngem sensin hâlâ ,
Uçuyordum aşktan uzaklarda, tek ve hür,
Kanatlarıma talip oldun,
hep yanımda olacaktın, söz verdin...
Bıraktım kendimi varlığının sonsuz sularına,
Hürriyetimi, hür niyetimi, sevdamı verdim avuçlarına,
Düşünmeyi bile düşünmediğim düşlere daldım bir sözünle
Yönümü sana çevirdim, günümü sana,
Dünyaya sırt çevirdim,
Dünyamı yüzüne...
Sen beni kanatsız akılsız güçsüz bıraktın boğulmalara,
Şimdilerde sana verdiğim sözleri tutmaya çalışıyorum,
Eksik kalanları tamamlıyorum ne varsa.
Sen döndüğünde hepsi tamam olmalı...
Ümitsizce bekliyorum,
İnsan beklemekten bile keyif almalı,
seviyorsa...
Ya seviyorsa?
bu şehrin tüm oksijeni içime doluyor,
Göğsümün kafesini kırıp giriyorsun içeri,
İyileşiyor hastalığım bir anda.
Her şey daha parlak görünüyor gözüme,
Gök daha mavi, güneş daha aydınlık, sen daha çok benim...
Kısa sürüyor, sonra dönüyorum yokluğuna,
Dişlerim birbirine geçmiş sıkmaktan,
Tavanı üstüme çökmüş odanın,
Toz duman yine tabiat, ot çıkmıyor topraktan.
Hani, kısacık ömrümü sana verecektim ya uzun uzun,
Ben dediğimi yapıyorum!
Dakikası otuz yaşım gibi süren hüzünlerle,
Şimdi ne yaptığını nasıl olduğunu düşünüp durarak seni yaşıyorum.
Merak ediyorum aslında, özlüyor musun beni
Aklına geliyor muyum yaptığın her şeyde.
Ya da en azından bir kaç seferde bir kez bile...
Ben her nefeste seni taşıyorum!
Gülsün güzel yüzün,
Gülüşünle ölümü aşıyorum...
Bana dair olan ne varsa, tefsirinde sen varsın!
Varsın da güzel gözlüm, öyle bir gittin ki,
Seni düşünürken kızacaksın diye de korkuyorum.
Bilirsin üşümeni, üzülmeni, dişinin ağrımasını dert ederim,
Kızdığında stresten belki miden ağrır diye korkuyorum.
Yağmur yağdı dün, saçlarına doluşmuştur damlalar,
Her fırsatta alnına, saçlarına doluşan dudaklarım gibi...
Islanırsın diye korkuyorum.
Sana her baktığımda biraz daha güçlenirdi direncim,
Şimdi fotoğraflarınla darmadağın....
Daha sıkı tutunurdum hayata, hayat sendin,
İnancım perçinlenirdi umuda,
Şükrederdim Allah a, benimdin!
İyi ki çıkmıştın karşıma...
Bir kenara bırakmıştım asiliğimi,
Kavgamı, davamı ve içi boş bir yığın kavramı
Bırakmıştım.
Evden çıkarken her sabah, sesini duyacağım diye çocuksu bir heves...
Ellerimi tutuşunun tarifsiz huzuruna kavuşmayı beklerken,
Sevdiğin adam olmanın mafya babalığını yaşardım.
Her hakkı bende saklı varlığının zenginliğiyle,
Yaslanırdım servetimin gölgesine...
‘Huysuzluğunu kadının, ne güzel şeymiş kabullenmek’ sende öğrendim,
Sitemlerinde bile olabilmekmiş aşk...
Küfürlerinde bile belki de!
Yazdıkça yazıyorum şimdi, tek sığınağım boş sayfalar.
Yokluğunun ordusuna direnme yöntemim şiirler.
Anlamına kafiyesine bakmıyorum, olmasa da olur!
Dökeyim seni aklımdan bir yerlere,
Sonra zaten yine zaptediyorsun yine...
Hem anlatamamıştım suskunluğumdan, ‘ne kadar sevdiğimi’,
Belki şimdi... az da olsa....
İçki içmem bilirsin, ama artık hiç teşebbüs etmiyorum,
Yara bere etsen de zihnimi, hayallerimi,
Aklımdan seni çıkartacak hiçbir şeyi istemiyorum.
Şimdi bırakıyorum kağıdı kalemi başucumdaki sehpaya,
Gözlerimi sana kapatıyorum,
Rüyalarımı sana kapatıyorum!
Hiç değilse oraya gel, bekliyorum....
@mefkud
Kayıt Tarihi : 18.11.2017 21:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ağustos 2017/İstanbul
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!