Hiç Bozulur Mu Oruç?
Teslimiyet çeşmesinin oluk oluk akan ab-u hayatından içirsek ona
Onun için kursak, en kıymetli misafirlerimize kurduğumuz sofrayı
En lezzetli yemekleri ikram etsek ve bir güzel karnını doyursak onun
Gitmesek o saatlerce dünya sohbeti ettiğimiz arkadaşların yanına
Onun için dinlemesek en sevdiğimiz sanatçının son albümünü
Bıraksak en sevdiğimiz dizileri izlemeyi
Başını okşayıp bir tebessüm bıraksak yetimin yüzüne
Doyursak, biz tok yatarken aç yatan komşumuzu
Başlasak onun dostunu okumaya
Yine de bozulur muydu?
Bıraksak tüm işlerimizi, alışkanlarımızı..
Kulak versek bu sevgilinin nidasına
Giysek yeni aldığımız ayakkabıları
Bir de geçen bayramda kalan bayramlıklarımızı geçirsek üzerimize
Davetine icabet etsek
Koşarak gitsek bu dostun kapısına
Çalsak kapısını kalp çarpıntımıza denk
Buyur eder miydi bizi hakikat sofrasına
Doyurur muydu?
Aç olan idrakımızı, ilmimizi, aşk-ı hüdamızı, resul özlemimizi
Geri verir miydi?
Kaybettiğimiz değerleri
Muhabbeti, sevgiyi, saygıyı, hürmeti, “edebi” ve daha nicesini geri verir miydi?
Yemekten sonra derin bir sohbete dalsak onunla
Anlatsak tüm bildiklerimizi ve sonra sussak, dinlesek
Onun güzel sesinden Hüda’nın ebedi serhaddini
Sonra, ebedi bir dostluğumuz olsa onunla
En çetin kavgalara beraber adım atan omuz omuza veren bir dostluğumuz
Bir aya sığmayacak kadar büyük bir dostluğumuz
Belki o zaman uçurumun kenarında duran bizleri
“Tutardı” kolumuzdan bir hızır misali
Ve “bozulmazdı” hiç.
Kayıt Tarihi : 14.7.2015 16:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!