Hani nere de toprak kokulu eski evler
Damı akınca lovlaladığımız yerler
Hani o sırtında azığı eline değneği
Mal güden irili ufaklı gençler
Hani sürü sürü uçan deliceler
Nerede dalda sevişen serçeler
Nasıl bir köy
Yoksa bizmi şaştık tarihimi
Yıllar mı yordu unutkanmı olduk
Hatırlıyorum da
Balta görmemiş orman gibi
Başım üstünde deli bir sevda
On parmağı kınalı gelinler
Ben yine yurtsuz yuvasız
Senden uzak biriken acıları
Hiç bir tapınak almaz
Hiç bir kurşun işlemez
Sıla gibi yurt gibi
Yüküm ağırdır benim
Heybem hasret dolu
Güneşli yazlardan kalma
Sessiz çığlıklar bıraktım
Okyanus uzaklarına
Gözleri bulut karası
Ha yağdı ha yağacak
Anladım ki
Kara bulut kaş üstünde
Delik çuval serdik yaş yere
Zehir zemberek sofralar kurduk
Acıları katık ettik ekmeğimize
Kırmızı şarap yerine
Bir testi teselli yudumladık
Sarhoş olduk
Kilo metrelerce yürüdük
Taban eskittik yamaçlarda
Nazara geldi baş dönmelerim
Son kez kırılıyor umudum
Kumrular unutmuş sevişmeyi
Kargalar dil bilse gak demez
Umut üstü acı bir gülüş
Kurşun gibi taşırım göğsümde
Uzanıp tutamadığım elleri
Yıkıp yapamadığım gönülleri
İçine damlayan kan gibi
Temmuzda üşür bir yanı şimdi
Salim Erben
Kayıt Tarihi : 23.5.2019 11:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yüreğinize sağlık üstadım beğeni ve taktirle okudum saygılar..
TÜM YORUMLAR (1)