hangi uykudan uyansan
açamazsın kilitlenmiş bahtını
ertelenmişse talan bir kez daha
yumuk elleriyle bir çocuk
kör uykusu gözler çatlak dudaklar
soğumuş bir çift ayak mı
ne onarır kalbini
kalbini
vakumlasa hangi hamarat usta
daha kavi olur mu eskisinden
daha afilli daha pürüzsüz
bozulmadan hasarsızlığı tenin
hurdaya çıkmadan can
can
çıkınca lâmbadan
söner ateş islenir fitil
gök daralır çorba soğur
sıra sende derler günah sırası burası
kırılır sarı-yeşil kehribar
sıra dağılır
dağılır
konuşan konuşmayan kim varsa
çatıştıran seni beni börtü böceği
kim bilebilir ki
içinden geçen her treni
çamurlu yolları kese kese
günde kaç kez çığırtkan
bir yankı bırakarak kendi kaderinden
kendi dehşetine tanık
tanık ol
bayatlayan ekmeğe kuruyan suya
donan kurt sesine tipi borana
çerçi rahatlığına karartma vakitlerinde
hatırla kaç firar yaşadın
ardında bırakamadan
yorgun korkuları paslanmaz anıları
keskin soluğunu kılıcın
muştusunu gövermiş tohumun
işte oyuluyor zamanın
ölüme meyyal ruhu
kurumuş ekmeğin
küflenmiş içi
içi
zeval değil mi dışı hayal
hep esatir hayat baştan sona
hangi kahin teskin eder
kimden intikâl eden hangi veraset
varis kim kime helâl kaçta kaç pay
hangi isyanda derdest edilmiş
boynu ilmeklenmiş hükmü okunmadan yüzüne
terekesi okunmuş mahkumu
mahkumu kim
kim infaz eder
hiç hüküm giymemiş
hiç bilmemiş hiç olmayı
---HİÇ----
Kayıt Tarihi : 26.1.2017 19:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!