Hiç Şiiri - Fatih Özkonyalı

Fatih Özkonyalı
33

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Hiç

Dosttan ve düsmandan ayri tutuyorum seni.

Eger günesin batidan dogmaya çirpiniyorsa, beni anlaman için bütün gerekçeleri kaldiriyorum. Artik dünya, kamburumda ki igneli besiklerde tarazlanmis, yagmurun gardiyanligindan rüzgârin husumetine sükre durmustur. Ellerim geçmis takvimlerin sonbaharlarina dokunmuyorsa, benimde yedekte tuttugum müntehirligim var elbet. Ve duvarlari incitmemek için aklimin betonlarina kazidigim zaman figürlerim. Ne zor is incitmemek için incinme sanati.

Simdi anlatacaklarim var sana…
Ruhuma kusursuz infazlar yükleyen geceye, ruhumu kendi ellerimle yakmadan, öldürmeden içimde ki son merhameti, küllerini bir yüzük gibi yildizlarin boynuna takmadan teslim olmayacagim. Beni beklemeyecek günesin aydinligi biliyorum. Yeni zindanlara misafir edilecekse yalnizligim, bu bende ki iç çekisin alin teri demektir. Gecenin her zerresine sinmis aglamakligimla gögü kanirtarak kazandigim, insanin savasmadan, bilekleri kopmadan kazanilmayacak zaferlerim var elbet.

Bütün zamanlari bogmak üzeredir kavruk bir askin çagiltisi, nehirleri baska denizlere dökmektedir; bir avuç agit ve gözyasi. Yildirimlar yagmur gibi yagacakmis; kehaneti tutarsa kâhinin. Rivayetlere aldirmiyorum. Kalemimi ok gibi firlatip yasamin alnina, yasanmamisligin yasanmis yanlarini da yontarak, kiyamet çigligina bürünmüs dünyaya; gözümün karasini göstermek için, harmanlanmamis siirler yaziyorum. Kati insanlarin soludugu ormanlar geçtim çünkü biliyorum. Kehribar gibi narin gülüsleri yoktu onlarin, gördüm. Kadinlari harmanlanmis siirlerle öldürüyorlardi. Çelik sesleri ve ayaklanmis ordular kulaklarima yanasmisti... Hiç sevilmemis yanlarimi kesip biraktim orda ve anladim mürekkep tadinin dilimde biraktigi aciyi. Cesetleri toplanmamis savas meydani gibiydi yüregim. Ince ve naif huylari özlüyorum yastigimi kalkan ederek yanagima.

Durgun ve serin sulari görmemek oldu çocukluk hatiralarim. Kavgalar bitecekti biz de mehtabi seyredecektik toprak damimizda. Biz çocuklugumuzun annesi olamazdik, babamiz gibi güçlü degildi ki kollarimiz. Biz çamurdan sadakatler yapardik gece için, günesi taslardik uzattigi için sari sakallarini sadakatimize… Gece için. Ama dogarken bilegimize geçirilen zehirli ilmik, adimizin üstüne perçinlenen yasamak tuhafligi, bütün agirligi üzerime yaslanmis keskin ögütler, yilginligi bogazima kadar çikan vehimlerim. Sizin sadakatiniz olmamaliydi çiktigim merdivenlerde. Simdi mermerin sogukluguna sasiyorum, suyun kivrilisina, agacin alevlenmesine, ebemkusagina ve renklere. Çünkü basi “hiç”le baslayan kronometrenin “son”unu “hep”le bitirmem gerektigini ögrendim piserek ateste. Simdi çikartiyorum bütün dosyalari bütün nüshalarini yanlislarimin.

*Simdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
tasinacak suyu göster, kirilacak odunu
kaldi bu silinmez yasamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasiyim ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?

...
Yapim: FX Project
Deneme: Fatih Özkonyali
Yorumlayan: Semih Yücel Yücetürk
*Ismet ÖZEL (Münacaat)
Müzik: Farid Farjad / Ney neva
Stüdyo: Studio FX ®™ / FX Project ©
Mix-Editing-Mastering: DJ Hattab
YiL: IkIçIFtsiFiRyEdi
...
Made with Steinberg Cubase SX 3

Fatih Özkonyalı
Kayıt Tarihi : 19.9.2007 03:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Sibel Kocabey
    Sibel Kocabey

    harika:)

    Cevap Yaz
  • Semih Yücel Yücetürk
    Semih Yücel Yücetürk

    güzel yazmışın aga.

    o kadar ince
    o kadar içten
    o kadar son raddede ...

    eyvallah

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Fatih Özkonyalı