Kafamın tahtaları gıcırdıyor
gıcırdıyor / gıcırdıyor / gıcırdıyor ama ölmüyorum;
şeytan papucu bu, hayır değil,
ışıkları sönük yanılgı / evet bu, bu işte bu
yürüyen sensin, sensin, sensin, sensin
çekiver burcumun yularından / kendine çek onu
yürüyen sensin diyorum / duvarlarımla dialog kuramayan hınzır
Sonsuza dek kal durduğun yerde / sonsuza dek
her an delirmen mümkün / her an kaçman korkaklık
çabanla hareket ediyor iskemle / çabanla kırılıyor, ufalıyor, toz oluyor intihar haplarım
başıboş hareket ediyor iskemle / çabanla eriyor kalbur kemiğim
artık ondan hiç bir beklentim yok
İçi dolu bir otobüs gibi şarampole yuvarlansam
bütün zararlarımı ağzımın içine pisleyen haşareler öder mi
tüylü dudaklar unutmuştur, anahtar çevirmeyi
şüphesiz unutmuştur / tırnaklarını yiyen farenin gözüne kaçan leblebi tozunu
bak, sinirim kek pişiriyor / burnun çok güzel sevgilim
Sonsuza dek kal durduğun yerde / sonsuza dek
gidişin engel olur soluk almama / dudakların sevgilim
dudakların sahipsiz kalmış bir element
yorumsuz bırakabilirim kıvamsız köpürüşünü
Ey benim fikrimin ince gülü / ruhumun hakiki silueti
başlıyor seninle açılıp, seninle kapanan hasta dudaklarım hazır mısın..?
söndürme sakın ola ateşi, gücenmesin çekiciliği
ister beni dinle, can ver ruhumun tadilatına
istersen ters çevir / diz çökmeyi öğrensin kafiyelerim
Ey benim başımın yalancı rüzgarı / cılız karanlığımın kutsal kahramanı
ben seninle bir elmanın çürük yarısıydım / tek başına içi gıcıklanan
ayakları kırılmış yeraltı sokaklarının dişleri dökülürken
bütün sözlerini bir deftere yazıp, geçmişin kalçasını gömdüm toprağa
ışıklar söndü sersem kafa / ışıklar söndü
otantik gülücüklerimi saldığım pencereden dışarıda
seni bir ahtapotla öpüşürken gördü / zürafanın gözleri
Her zaman her yerde
hep doğru olduğuna inandığımız, kalıplaşmış yanlışlarla
hiç beklemeksizin yürüdü inat /
ağzım sıkıntıda iken, kalbini bir cemre ısırdı
tutmayı düşündüm / yükselen müziğin güzel günlerini anımsatan kimyager rüzgarını
baktım cesaret edemiyorum / oturup bir güzel tek başıma yedim
telef olmuş, asosyal karıncalarımızı
Biz üç kişiydik sevgilim
domuzların açıkta kalmış yuvarlak poposunu saymazsam üç kişi /
üç kişiydik diyorum / koşma tavan aramda laf söz dinle
üç kişiydik dedim bak, sen / ben / ve lades kemiğimiz
bizimle birlikte gülerdi kerata, bizimle ağlar, bizimle oynardı saklambaç oyunu dışarda kalmak istemezdi
yıllardır yürüyorum o olmadan / yıllardır uzuvlarımı çekmeceye atarak yürüyorum
yıllardır depresyonun kapısının önünden geçiyorum
gözlerimdeki tuzun gerginliği korkutuyor dudaklarımı
içimi kemiren kurt / çıkmaz yolumun aşağılık duygusu
ve hatalı adımlar boy gösteren sivrisinekler
kaç kere uyandırdım tanrının mozaik kızgınlığını / kaç kere hazırladım güzellik maskesini sayısını unuttum
Ağzımın içine tükürüyor hayat / tükürdükçe yutuyorum acısını
zaten doğal olan da bu değil mi / kibrit çöpünden korkan orman kanunu karalama bir ağzın suskunluğu ve önünde yıkılmaz tabu
suskunluğun dişlerine tel taktıran / gözlerinden öptüğüm aforizmam şimdi nerdesin
kaybettim ben / kaybetti ufku dar gözlerim
yürü be..! gıcırdasın tahtalarım yürü arsız arkeolog
davullar yan yana geldi / karpuzlar çekirdeklerini kurutmaya pek bir heyecanlı
tüm kuyular, tanrı misafirlerinin gözleri önünde alçaklıktan kuruyup ölebilir
bence bir sakıncası yok yani
Ey benim yaralı düşüm / sakın ola adımı almadan gitme
ya da dur, baş parmağımla serçe parmağım arasında barikatını kursun yalnızlığım önce /
bu şehrin sürekli kestirdiği saçları arasında bitlerle tokalaşmak
kalabalık göbek çukuruna çengelli iğneler atmak
git gide yoruyor beni dev gibi taş binalar
tutturduğum yerinden başarısız çıkıyor, çengelli iğneler
papuçlarını boyadığım aşkın / mikrobunu seviyorum uzaktan
hayır, hayır / koşulsuz seviyorum
an çalmadan seviyorum
maymun kardeşlerimizin sureti üstüne yemin edebilirim
Ah hayat dik durursan ünlem işaretleri içip içip sarhoş olur
aşk teslim olmaz / paslı demirlere
aşk olsun sana aşk / aşk olsun
iyi uykular sana ve hepsi bu kadar değil
Su içerken öptüm karıncayı / su içerken
öptüğüm dudaklara çekilmiş çift dikişler kanadı
dudakların tutturmuş gidiyor / dudaktan dudaga alaylı
götür beni gittiğin yere / dilinin üstünde yatıyor kalbim
hey gidi cemaatsiz makber
pozisyon değiştirmeden yatıyorsun / yüzünde imdat koynunda ise omurgası kırılmış kimlik
küfrediyor fısıltıyla / bu nasıl kıvraklık be çıngıraklı
Gittin
ergenliğine kalbinde bir pencere açtırmadan gittin
oysa ki göz bebeğini kucağıma alıp
geceden başlayacaktım saray kapısına doğru koşmaya /
geceden başlayacaktım göz bebeklerinin lisanını tercüme etmeye
gökyüzünün soytarıları / uyuşturucu etkisinden çıkmadan
sabaha karşı kıracaktım saray kapısının hak ettiği düşkün rekorunu
Gittin
bir aralık bırakmadan varoşlara karıştın
yeryüzü ters döndü içimde / gittin diyorum
ebabiller varsayımlarla akraba çıktı / gittin
git gide soğudu anılar / dönüp ardına bakmadı gereksiz tutumlar sergileyen martılar
yıkanmadan yaklaştığın zayıf ihtimaller öldü
Bir karar verdim / ellerimin yüksek zekasını geceye ihbar edeceğim
ve bir daha kaldırmayacağım yere düşüp kırılan köprüleri
parça parça yerine yapıştırmayacağım
geri dur kalbim ateş edebilir / dakikası kırka inmiyor
devrilsin hayat / perdeler yaşlanmadan
Sevmiştim seni / Allah canımı alsın ki sevmiştim
iki gözümün yağı ayaklarının önüne akıp / adımlarını kessin ki sevmiştim
bu benim işte / benim işte sesini yükseğe çıkartan
yılanlar cibindirik kullanmazlar
kaç kere dedim yılanlar aynı yatakta yatmazlar sevgilim
Ölürsem / buna en çok sevinen içindeki kötü çocuk olacak
ve ben ona bir şiir yazamadığım için
tüm şiirlerimi hücrelerime kapatıp / yangın çıkarabilirim
sabah akşam karnını doyurduğum sendromlarımın karnını tekmeleyip
bıyıkları terlemiş bir uçurumdan aşağı atabilirim
uçurumların bacakları yoktur sarılıp ağlayacak
Tanrım
ey ölümsüz ihtiyar / bırak kendini aşağıya
bırak ki nutkum tutulsun
ya kendini aşağıya düşür / ya da ruhumun sırtına saplanan baltanın sapından tutarak yukarı çek beni
tanrım / bir günah işlemek üzereyim
sen aklıma mukayyet ol / insanların arasından bir çırpıda geçiyor hezeyanım
yüzünde ölü makyajı
başı koltuk altında
(...)
Sevda AlacaKayıt Tarihi : 8.2.2016 14:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!