Sen ey ayrılığımı kuşatan yalnızlık
Kışlara ne hacet başımdaki karlar yeter
Sensiz ne yaparım ben diyordum
Şimdi sensizim işte…
Uykusuz garların sisleri içinde seni arıyorum
Bulmalıyım, karşılıklı oturup konuşmalıyız
Bir kır bahçesinde yemek yemeliyiz birlikte
Kadehleri çınlatmalıyız
Kahkahalar atmalıyız…
Ardından koşuyorum seni alıp götüren trenlerin
Hüzünlü ayrılıklar kokan garlarda sabahlıyorum
Köprüden sulara bırakıvermek kendini
Evet, buda geçmiyor değil içimden
İntihar mı? Hayır!
Hayır, aklımı yitirmemek için
Yüz yıl önce ne söylediysem sana
Bu gün de söylerim içimde kalanı
Boşluğunda yaşamanın anlamsızlığını
Akşamüstlerinin kızıl rengi
Gecelerin yarasa karanlıkları
Soru kiplerinin acımasız saldırısındayım
Denizlerde hasret dalgalarıyla boğuşuyorum
Çakıl taşı olmak varmış bir dere yatağında
Ninnilerle uyutulan ılık denizlerin kıyılarında
Sen biliyordun bu kenti seninle sevdiğimi
Şiirleri, şarkıları sevdiğimi seni sevdiğim gibi
Bir yaban elde yabanın yabanisiyim
Paramparça ettiğin bir hayatın ticanisiyim
Sen ey aşkla, muhabbetle beni yaratan sevgili
Sensiz nasıl ederim diyordum
Bugün gör ne hallerdeyim
İçim yangınlarda alev alev
Dışım buz tutmuş heykel
Geçmişteki tüm zamanları yaktım
Bana ait bir zaman dilimi yok artık.
Dinmez ER / Çeşme / 2013. 04. 02 / Saat 03. 30
Dinmez ErKayıt Tarihi : 2.4.2013 10:19:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Dinmez Er](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/04/02/heykel-42.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!