Heykel Şiiri - Nilgün Aras

Nilgün Aras
82

ŞİİR


29

TAKİPÇİ

Heykel

haklarından söz ettiğinde
devrilmeden duracağı üzerinde
bir kelimeden söz ediyordu heykel, küçük yapılı bir kelime

küçük yapılı bir kelime evreni genişletebilir içinde
ve bu da ayrılık demek gökadalar uzaklaşır gitgide

haklarından vazgeçtiğinde
devrilmeden duracağı üzerinde
bir kendinden vazgeçiyordu, bir sokak seccadesinden
beyaz kış gelmeden kızıl bir unutma günü
indi bütün inançlarından yürüyüp gitti heykel

resimli bir kitaba indi gölgeli duvar diplerinde okunan
asılsız biri olduğu düşünüldü
gerçekte hiç yaşamamış yaşasa ne güzel olurdu
demedikleri biri

Nilgün Aras
Kayıt Tarihi : 26.6.2014 02:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Volkan Aksal
    Volkan Aksal

    bir düşünceden yola çıkarak bir çok farklı yere varılabilir belki ama yolun estetiğini yahut da zorlu olan boyunu düşündürüyor önce.. aşk desek, yine bir evreni genişletme şansımız vardı ama bu sefer unutmanın tanımına da sığmayacak kadar geniş zamanları kapsayabilirdi.. ki bunun asılsız olduğuna da inanmamak için bir ömür harcayanlar var, tarihte efsaneleşmiş isimler olarak yerini çoktan almışlardır.. bu sebeple tüm kelimeler doldurduğu yeri defalarca düşünülerek aldığını ispatlıyor şiirde.. ve finaldeki değişiklik, gerçekten önemli bir ayrıntıymış dedirtiyor bence.. tekrar kutluyorum, saygılarımla nilgün hanım..

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    Elbette böyle bir şiirin altına eklenen bu bir fıkra hafifliktir. Özellikle bir kavme yapılan ima ise daha çirkin. Fakat hiç mi ilgisi yok konumuzla bu fıkranın. Özellikle ukraynada yıkılan lenin heykelleri insanlığın geçtiğimiz yüzyıl boyunca süren rüyasını temsil etmesi bakımından ve bunun oldukça kaba bir güruh anlayışı içinde yapılması bakımından ondan trajik bir durumdu.

    Heykelin kendisinden çok heykele yüklenen anlamdır esas olan. Bu Cahiliye araplarının putlarından, Michelangelo nün musasına kadar hep aynıdır bu esas.

    Eğer o objeye yüklenen anlam, genelgeçer yeni ortama veya meriyetteki kurallara karşı anlam teşkil ediyorsa ...ilgadır artık o anlam ve heykelin ruhu terk etmiştir orayı.. Obje varlık olarak kalmış veya kalmamış bu sanat tarihçilerinin konusudur artık.

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    Lenin heykeli (Fıkra)
    Yahudi asıllı bir Rus; İsrail’e göçme iznini alır.
    Çıkışta, Ruslar bagajını denetlerken elbiselerin arasındaki Lenin’in büstünü bulurlar:
    - Bu nedir?
    Yahudi:
    ” -Bu nedir? sorusu yanlıştir yoldaş!.. Bu kimdir? demeniz gerekirdi!.
    Bu Lenin’dir, sosyalizmin temellerini atan,Rus halkına iyilikler getirendir. Bende bunu bereketli günlerin anısı diye
    yanıma aldım…”
    Etkilenmiştir Rus görevli:
    “- Tamam, geçebilirsiniz!..”
    Tel Aviv havaalanında gümrük memuru büstü görür ve sorar:
    ” – Bu nedir?…”
    Yahudi:
    ” – Bu nedir? sorusu yanlişdir Paşam!. Bu kimdir? demeniz gerekirdi!..
    Bu Lenin’dir. Bu deli cani yüzünden Rusya’yı terk etmek zorunda kaldım!
    Yanıma aldım ki her gün ona bakıp bakıp lanet okuyayım! ..”
    Etkilenmiştir İsrailli görevli:
    “- Tamam, geçebilirsiniz!…”
    Adam evine gelir, büstü büfenin üstüne koyar, gelişi nedeniyle de akrabalarına davet verir.
    Yeğenlerden biri sorar: ” -Bu kimdir?..”
    Yahudi:
    ” – Bu kimdir? sorusu yanlişdir kuzum! Bu nedir? demen gerekirdi!..
    Bu; on kilogram, yirmi dört ayar altın, vergisiz, gümrüksüz, üstelik KDV’siz!!!…”

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    Şiirin,somut bir kimlik ve felsefeye atfen yazılmış olması muhtemeldir. En azından çıkış noktasının böyle olduğunu zannediyorum. Ancak bana kalırsa şiir artık bu haliyle arkasını dayadığı epritilerek yazılmış tahkiyeyi aşarak felsefi ve sosyolojik kavramların canlı yaşayan kurgularına dönüşmüş.

    Zaman,fanilik,ebedilik, susyolojik değişim, kalabalık kitlelerin ruh halleri, idealist kişiliğin yalnızlığı ve anlaşılamazlığı,
    heykel objesi üzerinden oluşturulan bir filmografi ile şiirleştirilmiş.

    Heykel, anıt ,abide, büst, büt, put, sanem, peykel..

    İnsan hayatları veya insanların bakışları,nazariyeleri zamanın rüzgarıyla savrulurken fetişe ve mit'e dönüşürler. Elbette insanların olağanüstü veya olağandışı bulduğu hayat ve bakışları
    için geçerlidir bu durum.

    Devam edebilir



    Cevap Yaz
  • Tayyibe Atay
    Tayyibe Atay

    resmen heykel olasım geldi...kalbi olan bir heykel...mümkün müdür acaba...
    olsa ne olurdu,olmasa ne olacaktı...kalbindekini okuyan olmayınca....:)

    sanırım gene geleceğim heykelin yanına...bakmak için,dokunmak için,belki de sarılmak için...bilmiyorum valla...:)

    kutluyorum sevgi ile...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (7)

Nilgün Aras