Bu anlaşılmaz gök kubbe altında bir sana sakladım yüreğimi
Utkularımız sarılmadan, ölüm bizi bulmadan okşa bedenimi
Tülbentlerden süzülmüş sabrımla, ne susuzluk yıldırır, ne açlık
Sesimle,sevdalı yüreğimle, şiirlerimle heybemdeki azığımsın sen
Sessiz tepelere yıldızlar yağar geceleri. Acı turunçların sürgünü yetişir yüreğimde. Dilimde ekşi bir şarabın hazzı, yırtıcı hayvanların utkusu paralanır göğsümde. Ben insan oğluyum gülüm. Kendi zincirimde bir bakla, ödenecek bir canım var her pahasına. Kaçışım ihanetten, kendimle savaştan. Neye yorarsan yor, ben sana yangın, sana sevdalı bir yüreğim. Her gece içimde ölüler yıkanır, bir kan ırmağında boğulur ve geceleri tutarım örgülü saçlarından.
Yağmur bulutları çöreklenirken gönlümüzün yemyeşil otlarına bir hasret sağanağı ıslattı kor bağrımızı. Geceler olmasa gül dudaklım, o ağrılı yaman ve hayın geceler, nasıl severdik bu bizi üşüten yağmurları. Bakmazdık dağların moruna, ağlamazdık şarkıların en dokunulmazına. Sözcüklerimiz anlamsız, bağrımız dumansız, yangınımız alevsiz olmaz mıydı söyle? .
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Heybedeki azık... Fakir hayatın zenginliği... Acıların vazgeçilmez mutluluğu... Harika bir tanımlama... Sevgili için biz olmak... Yüreğinize sağlık Selahattin bey...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta