Âlem yeşiller giyinmiş
Penceremin önüne gelmiş bahar,
Uzatsam elimi tutabilirim
Yahut durdurabilirim istesem
Öyle bir hal içinde rüzgâr.
Keder demişim uzaklaş artık
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Keder demişim uzaklaş artık
Ferahlasın içim biraz şöyle,
Yaşadığımdan haberim olsun
Sevineyim şu doğan güne.
Şairler ışıklar içinde uyusun...
Giyene değil giydirene bakmak ve kıştan sonra bize baharı göndererek sürur ve sevince gark eden O sonsuz merhamet ikram sahibi Rabbimize sonsuz hamd ve de şükürler etmek lazımdır. Tabi ki bu sadece dilin teşekkürü ile sınırlı kalmamalı, bize bahardan sonra yazı getirip, o muhteşem meyve ve sebzeleri yediren Mün'im-i Hakikiye hal ve dilimizle de, yani kulluk görevlerimizi fiilen icra etmekle de, şükranlarımızı arz etmemiz lazımdır hatta elzemdir.
Şair rahmet ve mağfiret dileriz.
Bir nefes al bahar tadında..
Ruhun şad olsun..
Selam ve saygılarımla
Keder demişim uzaklaş artık
Ferahlasın içim biraz şöyle,
Yaşadığımdan haberim olsun
Sevineyim şu doğan güne.
Nadide beyitler, derin anlamlı muhtava!
Üstadın ruhu şad olsun
Âlem yeşiller giyinmiş
Penceremin önüne gelmiş bahar,
Uzatsam elimi tutabilirim
Yahut durdurabilirim istesem
Öyle bir hal içinde rüzgâr.Keder demişim uzaklaş artık
Ferahlasın içim biraz şöyle,
Yaşadığımdan haberim olsun
Sevineyim şu doğan güne.Evde durmanın sırası değil
Bak etraf nasıl aydınlık
Anamın yüzü gülümser
Cümle âlem sevinç içinde.
Bu şiirin her dizesi kışkırtıyor adeta, baharın bağrına koş diyor. Sarıl, sev özümse yaşamı diyor. Muhteşem...
O eskidendi şair bey eskiden. Ne yazık ki, son yıllarda her şey gibi baharın da tadı kaçmış durumda. Kış zaten uzun sürmüştü ve dört gözle baharı bekliyorduk ki, sizin bahsini ettiğiniz o güneşli günler gelsin de şöyle çoluk, çocuk, torun topçuk bir kır sefası yapalım. Lakin Mevla hangi suçumuza binaense bize onu da çok gördü ve bir haftadır da başımıza çöl tozunu musallat edip, değil evimizden çıkmak, bize kapı ve pencerelerimizi bile açtırmıyor. Rabbim daha beterlerinden korusun amin!
Nisan bana dünyayı yeniden keşfetme heyecanı getirir. Bu şiiri okuyunca dışarı çıkıp vişne çiçeklerini öpesim geldi.
Günün şiir ve şairini kutlarım...
Hem alemler şereflendi hem dünya yeşerdi evet insanların gönlüde yeşersin ey insan iyi düşün beşersin tebrikler
Her baharın her doğan günün mutluluk ve kardeşlikler getirmesi dileği ile Herkese günaydın kurula günaydın tebrikler
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta