Hey İstanbul!
Başımda kavak yelleri esiyordu,
İndiğimde Haydarpaşa Garı'na
Yere düşmüştü gökyüzü,
Işıl ışıldı yıldızların...
Deniz ıslatıyordu tarihin yapraklarını
Şaşkınlıktan rüzgar gülüne dönmüştüm
Ben böyle cömert sevgili görmedim
Milyonlarca aşığını almışsın koynuna
Uçsuz bucaksız hayaller kurdurursun
Nasıl bir şeysin sen?
Sen, yedi yanaklı yosmam!
Sen, sevdikçe güzelleşiyorsun!
Orhan Veli olasım gelirdi Hisar’da
Varsın, rakım bardakta,balığım tabakta olsun...
Altımdan deniz geçerken Adalar Vapuru’nda
Ben içerdim,dalgalar yan basardı
Savrulurdum dalgaların salıncağında
Ve benim de olmayan yalıları,
Tek tek sayarak geçerdi yolculuk…
Hey İstanbul!
Dönüşünü kimsenin sevmediği yolculukların kenti
Benden başka,
Sana giden kimse geri dönmedi
Boğazın sularına gözü düştü bu güneylinin
Ne yardan, ne serden geçemedi
Ay hilalken,
Urganından salıncak yaptığımız
Yaralı bir kuş gibi,
Denize düşen kuyruklu yıldız...
Senin semalarında,
Ama senden uzak...
Benim gibi yapayalnız …
Bereketlidir bugünlerde efkarım
Dağılsın bir lodos gönder
Kös dinler bir gemi limanda
Bir can, gemiye ölü sevinçler yükler
Doymadım yosmam!
Doymadım tepelerine!
Açgözlü de!
Doyumsuz de!
Ne dersen de!
Yeter ki;
Kaş altından bir göz at!
Hiç olmazsa,
Selam söyle gözlerime...
Kayıt Tarihi : 9.4.2005 12:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Selam söyle gözlerime...'
Aradan geçmiş bir sene neredeyse, senin şiirini okudum tekrar yavaşca.
Sonra kendi yazdıklarımı, bilmiyorum Yunus, burnumun ucu sızladı.
sevgilerimle, yine
aynur özbek uluç
O dağların soylusu küheylan yolda kaldı.
Beton duvarda hapis, yayalam yürekte kaldı,
değil biz istanbulu istanbul bizi aldı.
Akrabalar el olmuş gözlenen yol yel olmuş.
İstanbul bizi aldı insanlık yolda kaldı.
Cenneti soldurmuşlar betonla doldurmuşlar.
İstanbul mahzendeki küflü tabloda kaldı.
İnsanların içi boş kim içlerini çaldı?
Fatihin sevgilisi sanattan geri kaldı.
Beyinleri çıkarıb samanla doldupmuşlar.
Yüreklerden sevdayı manukyanlarmı çaldı.
Bizi bizden calanlar ruhumuzuda caldı.
Boğazın hatırası truvalarda kaldı.
Çağlara ufuk açan çağ gerisinde kaldı.
İstanbul truvada bizede varoş kaldı.
Mehteranın haşmeti imdi gölgede kaldı.
Fatihe fatihayı bethhovndan devlet çaldı.
Şaiirin yüreğinde gerçek istanbul kaldı.
Yinede umutvarız yeni güne az kaldı.
Eşek meydanda kişner,atlara fayton kaldı.
Bizede gemileri gökten yürütmek kaldı.
Çağların anahtarı miras dedemden kaldı.
Pusatımı kuşandım bir tek besmelem kaldı.
Necati Gedikoğlu..
Nasıl olmasın yosma.
begendim.
TÜM YORUMLAR (10)