Kaç bahar tüketti kaç yaz bitirdi;
Alnımda bahtımın karası gönül…
Kimseye sormadan neden kanıyor;
Gözümde tütenin yarası gönül…
Diklendim hayata, hiç şaka değil;
Kesilen can suyum nafaka değil;
Gözyaşım hayrıma, sadaka değil;
Kaybolan yılların kirası gönül…
Duyulur mu nasıl diye sorduğum;
Beyhude mi alfabeyi yorduğum;
Ellerimde yıllar yılı gördüğüm;
Çıkmayan ayrılık kınası gönül…
Bırak sen arzuhal etmeyi bırak;
Bu yılda umudun toprağı kurak;
Kanadı kırılmış, göklerden ırak;
Uçar mı gönlümün sunası gönül…
Çehreler asılır çatılır kaşlar;
Yanaktan usulca düşerken yaşlar;
Dört duvar korosu şarkıya başlar;
Duyulmaz neşemin sedası gönül…
Kapına beklenen misafir vurur;
Yaprağın dökülür çiçeğin kurur;
El ayak çekilir nefesler durur;
Gelince faninin sırası gönül…
Kayıt Tarihi : 9.8.2023 08:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!