Bizim aşklarımız hayalde kaldı.
Kavuşamadık
Ütopyalar aleminden çıkıpta sevdiğimize.
Çim seddi gibi engeller koyuldu
Birileri tarafından önümüze.
Başkaları parası var diye
Son model malikanelerde aşk oyunu oynarken;
Biz yıkık ve dökük hanlarda,
İpleri kopmuş ve uçuruma yuvarlanan
Umutlara sarılarak yaşadık karşılıksız sevdamızı...
Bizim hayallerimiz;
Dipsiz ve içi su dolu kuyuya düşürüldü hep!
Yani;
Heveslerimizi hayallerimizde de tadamadık.
İsteğimiz çok değildi aslında felekten:
Sadece gülmek ve sevilmekti tek niyazımız.
Ve öyle bir tokat attı ki felek bize;
İsteklerimizi alamadığımız gibi,
Üstüne üstlük bir de fırça yedik!
Hep ağlayan çocuk olduk hayatta...
Umutlarımız...
Hiçbir suçu günahı olmadığı halde
Kalleşçe sırtından vurulan umutlarımız...
Hep ertelenen,
Günyüzü görmeyen umutlarımız...
Ne olurdu felek bir he deseydi de
Hiç bırakmamak üzere sarılsaydık size...
Olmadı ki! Olmadı hiç...
Hep yarın sunuldu önümüze
Ama hiç bitmedi yarınlarımız..!
Adalet denilen tahta masanın önünde
Para karşılığı satıldı davalarımız..!
Ve hiç kazanamadık;
Ne umudumuzu,
Ne hayalimizi,
Ne de sevdamızı!
Hep mağlup edilen
Ve hep kefaret ödeyen biz olduk!
Hey gidi biz!
Ne hayallerle geldik kahpe dünyaya
Ve ne umutlarla sarıldık düzenbaz hayata!
Çıkacağımız mevkilerin düşlerinde sayıklarken;
Ayaklar altında ezilen,
Hor görülen, itilip-kakılan
Bir mazlumdan başkası olamdık!
Alında mazlum bile hak etmiyor bütün bunları!
Ama biz mazlumdan daha aşağı tabakalarda yaşadık...
Ya da yaşadığımızı sandık....
Kayıt Tarihi : 8.6.2007 15:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!