Hesaplaşmaya gitmişti oysa ki… Son defa baktı; durdu, düşündü, aklıyla duyguları arasında ezildi “yok” dedi yapamayacağına karar verdi, ayakları geri geri gitti, döndü ve acele adımlarla uzaklaştı oradan…
Paçasına yapışacakmış gibiydi yaşanmışlıkları, arkasına bile bakmaya korkarak koştu… Kaçtı…
Hıh... Sanki bırakmıştı da paçasını ve yakasını anıları, uzun yılların.
Kendisinden korkuyordu aslında; zordu hesaplaşmak, önce kendisiyle ve hayatla, sonra başkalarıyla.. ZORdu be…ZOR.
İçinde ki ses sürekli “HESAPLAŞMALIYDIN” diyordu, SUS dedi SUS! !
Koşarcasına kaçarken; kendinden ve geçmişinden, içinde ki ses de artarak çoğaldı, bağırıyordu artık avaz avaza… Susturamadığı sesin, kendi sesi olduğunu fark edene kadar haykırdı… Haykırdı.
Koştu… Koştu… Sonra nefessiz, dermansız kaldı, yavaşladı, çökmekle çökmemek arasıydı bedeni dizlerinin üstüne..Yorgun, bitkin, kırgın, üzgün, kızgın, karmakarışık, Karman-çorman öylece kalakaldı.
Soluklanmaya çalıştı, nefes almalı, şu boğazını sıkan elden kurtulmalıydı. Açtı yakasını bağrını; alnından akan tuzlu ter damlaları, gözyaşlarına karışarak süzülüyordu yanaklarından, dudaklarında acı ve buruk bir tat bırakarak…
İçinde ki ses de azalarak konuşmaya devam ediyordu, neredeyse duyulmuyor gibiydi ama;
he sap laş ma lıy dın
he sap laş ma lı
he sap laş ma
he sap laş…...! diyordu hâlâ…
“HESAPLAŞ” Taa kii hesaplaşana kadar, hiç susmayacak bir sestir bu… Bilseydi.
Hesaplaşmalıydı bence; atmalıydı sırtında, ruhunda, yüreğinde taşıdığı bunca yılın yükünü üzerinden, içinden…
Beyninde ki kasetleri bir-bir çözüp, karşısındakine tek-tek okutmalıydı zorla da olsa, gözüne soka soka okutmalıydı. Bütün biriktirdiklerini söküp çıkartmalıydı yerlerinden, hiçbir tortu kalmamalıydı, berraklaşmalıydı duyguları, düşünceleri.
Çünkü, asla başka türlü özgür olamazdı ki ruhu…
Ben hesaplaşmıştım otuz sekiz yaşında; onca zamandır hissettiklerimi, yaşadıklarımı, susturulmuşluklarımı_ki o güne kadar da pek sustuğumu söyleyemem ya… Kimi zaman sakin, kimi zaman feryat-figan, göz yaşlarım sümüklerime karışarak çocuk yüreğimin kırılmış, incinmişliklerini, eksik sevgilerimi, artık büyümüş kadın olmuş, ana olmuş yüreğimin yangınlarını anlattım… Anlattım..
Aslında birçoklarına göre şanslı bir insandım; ama olsun benim de birikmişlerim vardı içimde kendime göre. Kazıdım kabuk bağlamış ve bağlayamamış yaralarımın hepsini, söylenecek her şeyi söyledim eksiksiz. Nokta konacaklara da, koydum noktayı… Bitti.
Yaşasıınnn….! Nihayet tamamen özgürdü ruhum heyyooo..
Ben hesaplaşmıştım dedim ya; ZORDU be… ZORDUR.
Siz; hâlâ hesaplaşamadıysanız, HESAPLAŞIN ama önce KENDİNİZLE…!
22 Temmuz 2011
Nesrin PekinselKayıt Tarihi : 23.1.2014 15:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!