Bir güz mevsimini izliyorum sağdan sola savrulan ,sararıp solmuş yapraklar.
Yazın kavurucu sıcağı geride kalmış.
Ilık havanın ve hazan manzaranın keyfinde beşer,nebat,hayvanatlar.
Banka sırtımı dayamış,sessiz ve sedasız gözler takip etmekte gezipte tefekkür ettiğim her yerleri...
Ara ara daldığım yerden ayrılıyor ya tanık oluyorum ya da kulak misafiri.
Önümüz kış,yaz gelen de yaparız düğünü çağırırız eş dost akrabayı.
Sese döndüm nişanlı bir çift,gözler cıvıl cıvıl,bakışlar huzur ve neşe..
Sonbaharı aydınlattıniz içimden.
İşte sorun var orda,tam orda önümüz kış dediniz!
Kıştan ayrılıp yazı bulur muyuz dersiniz?
Art arda gelen mevsimlere pek alışığız!
Kahkahalar yükseliyor,bazen diniyor sanırım
hesap kitaplar yapılıyor,düğün adına.
İşte geldi beklediğim zatı muhterem sevgi.
Göz manzarada,düşüncede yanda,zikir lisanda
dış ses kesik,kulak kabarmış durumda.
Ev,eşya,takılar,salon...sayildikça sayılıyor sizlere mi bırakıldı bütün bunlar!
Genç,biliyorsun kendim yapıyorum düğünümü.
Baba var da yok,abiler etkisiz ,abla bacı el karısı
anne işsiz bir benim ben.
Yıllardır çalışıpta topladığım bir kaç kuruşcuk!
Ama seni çok seviyorum ,buluruz elbet hal edilecek yol.
Belki her şeyimiz olmaz ilk etapta ama sonrası
söz alırım her bir şeyi sevdiğime.
Yanaklarımda birkaç su toparcığı,yağmur değildi gözlerimden kaçan damlalardi sanki.
Hafifçe dönüp baktım genç kıza sima solgundu
tıpkı sonbahar gibi!
Belli ki sonbaharı yaşıyor kışın da habercisiydi!
Gençse ilk baharı yaşıyor rengarenk kelebekler
uçuşuyor,uğur böcekleri konuyor,çiçekler açıyor,
mis kokular yayılıyordu üzerinden...
Banklar birbirine yakın sadece az bir sağa kaydım.
Merhabalar..
Merhaba ..
Rica etsem az dinler misiniz beni?
İsteksizde olsa evet dendi.
Ben Doktor Sadık Ahmet'ten falan kes.
Genç kız lise mezunu.
Genç erkek Üniversite.
Bir gülümseme ki görme keyfimi.
Bir çay alalım mı hazan mevsimine derin sohbet
olacak derim size.
Şaşkın gözler dönüp dolaşıyor üzerimde...
Hadi Bismillah dedim kendime.
Eşya,ev,araba,takı,toka...deprem bekleniyor İstanbul'da.
2011 Van depremi döküldü hüzünle lisanda.
Çeyizlik,kab,kaşik,çatalı...kullanamadı insanlar.
Evleri başlarına yıkıldı,arabalar pert pestil...
Dünya malı olsa ne yazar olmasa ne...
Yani olmasın mi dedi genç kız?
Tabiki olsun lakin mutlulukla huzurla olsun?
Tartışarak,gönül kırarak,ayrılarak değil!
Beni dinle ey tatli şey...
Bir bina inşa edeceksin;
Temeli sağlam olmalı,katları tasıyabilmeli,alt kat
perde betonsa daha sağlamca olur sarsıntılar
karşı!
Çok katlı olmaması,kolanların demirinden bağlantılara ehemmiyet verilmeli.
Malzemelerden çalınmamalı,can yaşiyacak diye
en ince ayrıntı göz ardı edilmemeli değil mi!
Elbette dedi gerisini bekleyerek...
Sizin binanın temeli çok sağlam.
Binanızın adı cennet bahçesi .
Bekçisi seni seven müstakbel eşin.
Evin hanımı sen dünya malına tamah etmeyen!
Kab,kaşığı,çanağı,çömleği... huzur olan.
Bir sözleşme imzaladiniz ahirette de beraber oluna.
Daha ne istersin hanım kız, çifte cennet yaşayacaksınız?
Mutfağın aşçısı daima sen ol,
Aksine ya tuzlu ya da tuzsuz olur!
Sakın unutmayasınız beni .
Sevda hocam geldi çiftlerin yanında ben,
Haydi gidelim beklerler bizi...
Hocam,hayranım sana yine iyi şeyler yaptın galiba.
Sohbet saatler sürdü hep çifti konuştuk.
Sözler verildi her bir aşama adına...
Bu gün hala beraberiz çifle.
Hanım da bey de yeryüzünün en kutsal mesleğini icra etmektedirler.
20.11.2024 Van/Edremit.
Kayıt Tarihi : 20.11.2024 12:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Elhamdülillah.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!