Hesabı Görülmüştür Aşkın...

Sen ne ağaç kavuklarına yazılmış isimsin,
Ne de tuvallere çizilmiş resim…
Gelen geçen değilsin sen
Gelen, gitmeyensin!
Sen bu yüreğe ilmek ilmek yazılmış,
Gergefine nakış nakış işlenmiş,
Kulağına türkü türkü söylenmişsin…
İçime işlemişsin var mı daha ötesi!
Benden gitmeyeceksin, bitmeyeceksin.

Sitem doludur gidişler,
Hangi giden ardında güzel sözler bırakmış ki?
Ve bu yürek sana hangi hüznü giydirmiş ki, “git” diyebilsin!
Bebek kalbin ayaza dayanıksızdır bilirim..
Üşürsen aldatıcı rüzgarlarda,
Yeşil battaniyen astığın ipte hala.
Sıkıca sarıl, renkleri her daim senin…
İlk sevdam, ilk sancım
İlk yanılgım, kalpte şikayetsiz ağrım…
Ben sana yanarken sen hangi yürekte nöbetlerdesin,
Gözüne hangi gözün resmini çizmektesin!
Yerini bildirme, “mutluyum” de yeter
Misafirin dilediği cevabı alsın da geri gelsin…
Ama ona bir teselli ver de
Boynu bükük geri dönüp, seni üzmesin…

Ben mutluyum hatıranla avunduğum dünyamda
Hala düşündüğümde gülüyorsa yüzüm
Ben hiçbir şey kaybetmiş değilim, bilesin…
Senli sorular soruyorum hala,
Soru işaretlerinden zincirler yapıyorum
Ama bıkmıyorum cevap aramaktan.
Sensiz geçirdiğim anlarım masum cezasıdır bu
Boynum kıldan ince, yeter ki adın geçsin…

Sığınak sandığım kandırmacalarım,
Beceremediği resmi karalayan çocuk yanım,
Hiç sebepsiz gözüme konan nazlı yaşlarım,
Ve yüreğimde asılı kalan umutlarım...
En vefalı dostların yolu tuttu sen hala bendesin.

Sevmediklerim bile öyle güzel durdu ki sen giyinince,
Hataların ustaca saklandıkları bi kuytusu vardı sende,
Ben sende bir orayı keşfedemedim!
Ya gerçeği gören gözümü sende bıraktım
Ya da seni tozpembe görmeyi seçen, bendim…
Ben sevdamın toprağına seni ektim, seni biçtim
Sadece renklerini görsün gözüm yeter
Ben sende taze baharlardan vazgeçtim…

Seni, hatırladığım gülüşünle uğurladım tertemiz dünyalara..
Biz bu hikayenin kahramanı olamadık,
Ben seni hiç yazılmamış senaryolara yolcu ettim!
Kırık notalarımla türküler söyleyip duracağım ardından
Sesini kısacağım yüreğimin, bilmeyeceksin…
Bir gün gelip de en sevilenin bile unutulduğunu bilirim de,
Yüreğim bir bunu kabullenmez
Senden sadece bunu dileyeceğim.
Ben sende kabul etmeyi bildim de, istemeye dönmez ki dilim
Boynu bükük, mahcup ve yorgun kalbimle
Yüreğine fısıldayacağım dileğimi ve geri geleceğim….

Eskilerden bir ses, beklentisiz bir nefes ararsa yüreğin
En kolay bulunur
Kime olsa sorulur adresinim senin
Gel, hala bıraktığın yerdeyim…

Ama bana geleceğin yollar, gittiğin yollar değil
Ayaklarına dolanan, uğruna tükettiğim hayallerimdir
Tutup kaldırmaya varmasa da elin
Üstlerine basma!
Sen alışkınsın beni uğrak yerin bilmeye,
Geri dönüşün şaşılacak bişey olmayacak!
Öylesine fethedilmiş olacak ki tüm sokaklar,
Geldiğinden başka geçecek yol kalmayacak..
Kayıp da düşersin diye korkuyorum canım acıyor
Bilirim bastığın hayallerim olursa, acın da büyük olur!
Sana kıyamam ki bebek yüreklim,
Gözlerine ırmağın bir damlası düşse
Bende yürek, ummanlar dolusu ağlar…

Yolun açık olsun, şimdi tüm gidişler senin
Yoluna su serpen gözler ise benim!
Özlemimi dinleyecek denizler benim,
Yunuslarımı boğduğun okyanuslar ise senin…

Yağmurla aşık atar,
Güneşe çalım satar
Tomurcuklanmayı yasaklarım artık toprağıma
Bana yorgun duvarlarımı, öksüz uçurtmalarımı ve
Senli uykularımı bırak!
Mavi umutlarımı ellerinin yerine,
Bir de unutmama ihtimalini…
N’olur yoluna ulaştığın gün
Bir an olsun hatırla bendeki mabedini…