HeRşEyİnDiM Şiiri - Gönül Kadın Dildar

Bu gece, yoksulluk…
Bu gece hüzün
Kupkuru, siyah yaslanışlarda
Nefesim dudaklarına kilitli,
Sesim kulaklarında unutulmuş.
Gözlerim avuçlarında dinleniyor.
Yoksulluğunu yastık yapıyorum,
Çığlıklarım yüreğimi yalarken.
Sağır yalnızlık, dudaklarımda kırılıyor
Tenimde, ıslak / kokulu zemin
Aklımın tabanıysa, düşün savaşında kayıyor.

Vitray nedir bilir misin,
Seni hep öyle seyretmişim
Bu kadar çok muydu sahi renklerin?
Hani, koyulaşır ya eskidikçe
Vurgun boyalar, bezgin göz ağlarında,
Acaba diyorum,
Sendeliyor mu ayaklarım mavide
Oysa, çoktan duraksamıştım morda
Kokusu, zeminden saldırırken.
Sevdaya takılı dudaklarım,
Gülümsüyorsa kirpiklerimin ucunda
Soğuk ıslaklık ne, yeşilin çukurunda?
Yok hayır hayır, ağlamak kelime artık.
Unuttu mu dersin, sen gözlerim
Hem, ölüler ağlar mı sahi?
Ama haklısın, nereden bileceksin
Ben sende değilim ki
Kendimde öleli beri.

Soluduğun yer, mutluluk kokuyormuş
Satırlara düşmüş rayihası
Sokak lambasında göz kırpıyormuş,
Arnavut kaldırımlarının alkol sancısı.
Ağırlaşan her yudum,
Yangınlara kibrit çakıyormuş boğazında
Dudaklarında tutuşuyormuş odunlar.
Hecelerde korlaşarak.
Cehennem sol yanın, zemheri.
Aşklar griler giyinmiş,
Hercai menekşe vitrininde.
Küllerimse rengarenk savruluyor
Siyah beyaz dünyanda.

Uykularıma kurşun sıkıyor,
Kadranımdaki, anılara yaslı buz ceset.
Yastığımı her çekiştirişimde,
Dudakların suskulara düşerken,
Hasretinin zenginiyim kırmızı.
Çekip gitmişim sen günlerden,
Ölümü bile öldürüp.
Sen yoksulluğumsa, esrik bir şarkı.
Çıldırmayı durmaksızın çivileyen
' Sen benden gittin gideli '
İyi de mavi,
Hala bendesin örtünmüşlüğünle
İntihar eşikleri açmazında.
Adın, sağılmış masal hüznünde.
____________hiçbirşeyim.
Oysa,
____________herşeyindim!

Nefesim dudaklarından bir kurtulsa,
Martılar vurulacak, ses uçurumlarımda
Gözlerim kayacak avuçlarından
Sayıklamalarım ağlayacak,
Marmara bulutlanmalarımda.
Susuyorum sana, ateş almış tuzlarda
Susuyorum her şeyim,
Hançerem düğüm düğüm,
Susuyorum, gece İstanbul kadar
Susuyorum, okyanusları yutacak kadar…

Neş’e DİLDAR düğümlenmiş zamanda